Tiepin İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tiepin İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tiepin Nedir?

Tiepin, genellikle bir kravat ya da papyon gibi giyim eşyalarını sabitlemek için kullanılan küçük bir aksesuardır. Tiepin, erkeklerin formel giyimlerinde kullanılır ve şık bir görünüm sağlamak için tercih edilir.

Örnek cümleler:

  1. He wore a silver tiepin with his tuxedo. (O, smokin giydiği zaman gümüş bir kravat iğnesi taktı.)
  2. The tiepin kept his tie in place all day. (Kravat iğnesi tüm gün boyunca kravatını yerinde tuttu.)
  3. She gave him a tiepin for his birthday. (Doğum günü için ona bir kravat iğnesi hediye etti.)
  4. The tiepin was engraved with his initials. (Kravat iğnesi onun baş harfleriyle kazınmıştı.)
  5. He lost his tiepin at the wedding. (Düğünde kravat iğnesini kaybetti.)
  6. She admired the tiepin in the store window. (Mağaza vitrinindeki kravat iğnesine hayran kaldı.)
  7. He needed a new tiepin for the job interview. (İş görüşmesi için yeni bir kravat iğnesine ihtiyacı vardı.)
  8. The tiepin added a touch of elegance to his outfit. (Kravat iğnesi kıyafetine bir dokunuşluk şıklık kattı.)
  9. The tiepin was a family heirloom. (Kravat iğnesi aile mirasıydı.)
  10. He bought a matching tiepin and cufflinks. (Eşleşen kravat iğnesi ve manşet düğmeleri satın aldı.)
  11. She accidentally stepped on his tiepin and broke it. (Tesadüfen kravat iğnesinin üzerine basıp kırdı.)
  12. The tiepin was a gift from his grandfather. (Kravat iğnesi dedesinden hediye almıştı.)
  13. He forgot his tiepin at home and had to go without it. (Kravat iğnesini evde unuttu ve olmadan gitmek zorunda kaldı.)
  14. The tiepin was made of gold and diamonds. (Kravat iğnesi altın ve elmas yapılıydı.)
  15. He wore a tiepin with a tiny American flag on it. (Amerikan bayrağı şeklinde küçük bir kravat iğnesi taktı.)
  16. The tiepin was too big for his tie. (Kravat iğnesi kravatına göre çok büyüktü.)
  17. She found a lost tiepin on the street and returned it to its owner. (Sokakta kaybolmuş bir kravat iğnesi buldu ve sahibine geri verdi.)
  18. He accidentally swallowed his tiepin and had to go to the hospital. (Tesadüfen kravat iğnesini yuttu ve hastaneye gitmek zorunda kaldı.)
  19. The tiepin was in the shape of a horseshoe.
  1. He wore a tiepin with his company logo on it to the business meeting. (İş toplantısına şirket logolu bir kravat iğnesi taktı.)

Türkçe Karşılıkları:

  1. O, smokin giydiği zaman gümüş bir kravat iğnesi taktı.
  2. Kravat iğnesi tüm gün boyunca kravatını yerinde tuttu.
  3. Doğum günü için ona bir kravat iğnesi hediye etti.
  4. Kravat iğnesi onun baş harfleriyle kazınmıştı.
  5. Düğünde kravat iğnesini kaybetti.
  6. Mağaza vitrinindeki kravat iğnesine hayran kaldı.
  7. İş görüşmesi için yeni bir kravat iğnesine ihtiyacı vardı.
  8. Kravat iğnesi kıyafetine bir dokunuşluk şıklık kattı.
  9. Kravat iğnesi aile mirasıydı.
  10. Eşleşen kravat iğnesi ve manşet düğmeleri satın aldı.
  11. Tesadüfen kravat iğnesinin üzerine basıp kırdı.
  12. Kravat iğnesi dedesinden hediye almıştı.
  13. Kravat iğnesini evde unuttu ve olmadan gitmek zorunda kaldı.
  14. Kravat iğnesi altın ve elmas yapılıydı.
  15. Amerikan bayrağı şeklinde küçük bir kravat iğnesi taktı.
  16. Kravat iğnesi kravatına göre çok büyüktü.
  17. Sokakta kaybolmuş bir kravat iğnesi buldu ve sahibine geri verdi.
  18. Tesadüfen kravat iğnesini yuttu ve hastaneye gitmek zorunda kaldı.
  19. Kravat iğnesi nal şeklindeydi.
  20. İş toplantısına şirket logolu bir kravat iğnesi taktı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.