Crossroads İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Crossroads İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Crossroads (Çatışma Noktası, Dönüm Noktası)

Crossroads, bir dönüm noktasını ifade eder. İşte, İngilizce cümle içinde “crossroads” kelimesinin kullanımı ile ilgili örnekler:

  1. At the crossroads of life, you have to make difficult decisions. (Hayatın dönüm noktasında, zor kararlar vermek zorundasın.)
  2. The company is at a crossroads, and it needs to re-evaluate its strategy. (Şirket bir çatışma noktasında ve stratejisini yeniden değerlendirmesi gerekiyor.)
  3. The two roads meet at the crossroads. (İki yol kesişir çatışma noktasında.)
  4. Her career is at a crossroads, and she doesn’t know which path to take. (Kariyeri bir dönüm noktasında ve hangi yolu seçeceğini bilmiyor.)
  5. The crossroads is a busy intersection with many cars passing through. (Çatışma noktası, birçok aracın geçtiği yoğun bir kavşaktır.)
  6. The village is located at the crossroads of several major highways. (Köy, birkaç ana otoyolun kesiştiği bir çatışma noktasında bulunuyor.)
  7. The decision he made at the crossroads changed the course of his life. (Çatışma noktasında verdiği karar, hayatının seyrini değiştirdi.)
  8. At the crossroads, there was a sign pointing to the nearest town. (Çatışma noktasında, en yakın kasabaya işaret eden bir işaret vardı.)
  9. The company has reached a crossroads and must choose between growth and sustainability. (Şirket bir çatışma noktasına geldi ve büyüme ile sürdürülebilirlik arasında seçim yapmak zorunda.)
  10. The crossroads was the site of a major accident last week. (Çatışma noktası, geçen hafta büyük bir kaza yeriydi.)
  11. He found himself at a crossroads when he realized he had to choose between his career and his family. (Kariyeri ve ailesi arasında seçim yapmak zorunda olduğunu fark ettiğinde, kendisini bir çatışma noktasında buldu.)
  12. The crossroads is a place where many stories intersect. (Çatışma noktası, birçok hikayenin kesiştiği bir yerdir.)
  13. The town grew rapidly after it was established at the crossroads of two major trade routes. (İki ana ticaret yolunun kesiştiği bir çatışma noktasında kurulduktan sonra kasaba hızla büyüdü.)
  14. The crossroads was a popular meeting place for travelers. (Çatışma noktası, yolcuların popüler bir buluşma yeri idi.)
  15. She was at a crossroads in her life and needed to make a change. (Hayatında bir dönüm noktasındaydı ve bir değişiklik yapması gerekiyordu.)
  16. The crossroads was a symbol of the town’s

importance as a center of commerce and trade. (Çatışma noktası, ticaret ve iş merkezi olarak kasabanın önemini simgeliyordu.)
17. The crossroads is a place where different cultures and traditions come together. (Çatışma noktası, farklı kültürler ve geleneklerin bir araya geldiği bir yerdir.)

  1. At the crossroads, he had to decide whether to continue on his current path or take a risk and try something new. (Çatışma noktasında, mevcut yoluna devam etmeyi mi yoksa risk alıp yeni bir şeyler denemeyi mi seçeceğine karar vermek zorunda kaldı.)
  2. The town council held a meeting at the crossroads to discuss the construction of a new bridge. (Köy meclisi, yeni bir köprü yapımını tartışmak için çatışma noktasında bir toplantı düzenledi.)
  3. The crossroads was the scene of a historic battle that changed the course of the war. (Çatışma noktası, savaşın seyrini değiştiren tarihi bir savaşın sahnesiydi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.