Thunderous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Thunderous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Thunderous

Thunderous, Türkçe’de “gürültülü, gök gürültüsü gibi” anlamına gelir. Aşağıda thunderous kelimesinin İngilizce cümle içinde kullanımına örnekler verilmiştir:

  1. The thunderous sound of the waterfall was breathtaking. (Şelalenin gürültülü sesi nefes kesiciydi.)
  2. The thunderous applause of the audience filled the concert hall. (İzleyicilerin gürültülü alkışı konser salonunu doldurdu.)
  3. The thunderous roar of the lion echoed through the jungle. (Aslanın gürültülü kükreyişi ormanda yankılandı.)
  4. The thunderous explosion shook the entire building. (Gürültülü patlama bütün binayı sarsdı.)
  5. The thunderous footsteps of the elephant could be heard from far away. (Filin gürültülü adımları uzaktan duyulabiliyordu.)
  6. The thunderous storm caused widespread power outages. (Gürültülü fırtına geniş çaplı güç kesintilerine neden oldu.)
  7. The thunderous clash of swords could be heard across the battlefield. (Kılıçların gürültülü çarpışması savaş alanında duyulabiliyordu.)
  8. The thunderous cheers of the fans filled the stadium. (Hayranların gürültülü tezahüratı stadyumu doldurdu.)
  9. The thunderous sound of the fireworks echoed through the city. (Havai fişeklerin gürültülü sesi şehirde yankılandı.)
  10. The thunderous waves crashed against the shore. (Gürültülü dalgalar kıyıya çarptı.)
  11. The thunderous sound of the train passing by was deafening. (Trenin geçerken çıkardığı gürültü sağır ediciydi.)
  12. The thunderous boom of the cannon signaled the start of the battle. (Topların gürültülü patlaması savaşın başlangıcını işaret etti.)
  13. The thunderous roar of the crowd drowned out the music. (Kalabalığın gürültülü çığlıkları müziği bastırdı.)
  14. The thunderous sound of the helicopter overhead was unnerving. (Üstümüzdeki helikopterin gürültülü sesi ürkütücüydü.)
  15. The thunderous applause of the students filled the auditorium. (Öğrencilerin gürültülü alkışı salonu doldurdu.)
  16. The thunderous sound of the church bells could be heard for miles. (Kilise çanlarının gürültülü sesi milerce duyulabiliyordu.)
  17. The thunderous crash of the car wreck shook the nearby buildings. (Araba kazasının gürültülü çarpışması yakındaki binaları salladı.)
  18. The thunderous sound of the gunshots startled the neighbors. (Silah seslerinin gürültülü çıkması komşuları korkuttu.)
  19. The thunderous roar of the airplane engine drowned out all other noise. (Uçağın motor

unun gürültülü kükreyişi diğer bütün sesleri bastırdı.)
20. The thunderous beat of the drums set the rhythm for the dancers. (Davulların gürültülü ritmi dansçılar için ritmi belirledi.)

(Türkçe karşılıklarını cümlelerin sonuna parantez içinde ekledik.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.