Crisis İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Crisis İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Crisis

Crisis, Türkçe’de “kriz” anlamına gelir. Bu kelime, acil ve zor durumları ifade etmek için kullanılır. İş, sağlık, ekonomi, doğal afetler gibi farklı alanlarda krizler yaşanabilir.

İşte örnek cümleler:

  1. The country is facing an economic crisis due to inflation. (Ülke, enflasyon nedeniyle bir ekonomik krizle karşı karşıya.)
  2. The COVID-19 pandemic has caused a global crisis in the healthcare system. (COVID-19 pandemisi, sağlık sisteminde küresel bir krize neden oldu.)
  3. The company is in crisis mode after the CEO’s resignation. (CEO’nun istifasından sonra şirket kriz modunda.)
  4. The hurricane caused a crisis for the residents of the coastal town. (Kasırga, sahil kasabası sakinleri için bir krize neden oldu.)
  5. The government declared a state of emergency to deal with the crisis. (Hükümet, krizle başa çıkmak için olağanüstü hal ilan etti.)
  6. The crisis in the stock market has caused many investors to lose money. (Hisse senedi piyasasındaki kriz, birçok yatırımcının para kaybetmesine neden oldu.)
  7. The school was in crisis mode after the shooting incident. (Okul, silahlı saldırı olayından sonra kriz modundaydı.)
  8. The drought has caused a crisis in the farming industry. (Kuraklık, tarım endüstrisinde bir krize neden oldu.)
  9. The company had to lay off employees to survive the crisis. (Şirket, krizi atlatmak için çalışanları işten çıkarmak zorunda kaldı.)
  10. The crisis management team is working to develop a plan of action. (Kriz yönetim ekibi, bir eylem planı geliştirmek için çalışıyor.)
  11. The refugee crisis has become a major issue for many countries. (Mülteci krizi, birçok ülke için büyük bir sorun haline geldi.)
  12. The crisis hotline is available 24/7 for people in need. (Kriz hattı, ihtiyaç duyan insanlar için 7/24 hizmet vermektedir.)
  13. The crisis has brought about changes in the political landscape. (Kriz, siyasi manzarada değişikliklere neden oldu.)
  14. The crisis has affected people’s mental health in many ways. (Kriz, insanların zihinsel sağlığı üzerinde birçok şekilde etkili oldu.)
  15. The company’s PR team is working to mitigate the crisis. (Şirketin halkla ilişkiler ekibi, krizi azaltmak için çalışıyor.)
  16. The crisis has highlighted the importance of emergency preparedness. (Kriz, acil durum hazırlığının önemini vurguladı.)
  17. The crisis has created new opportunities for innovation and growth. (Kriz, yenilik ve büyüme için yeni fırsatlar yarattı.)
  18. The crisis has resulted in a shortage of essential supplies. (Kriz, temel malzemeler
  1. The crisis has resulted in a shortage of essential supplies. (Kriz, temel malzemelerin kıtlığına neden oldu.)
  2. The government’s response to the crisis has been criticized by many. (Hükümetin krize yanıtı, birçok kişi tarafından eleştirildi.)
  3. The crisis has united people from all walks of life to work towards a common goal. (Kriz, insanları farklı mesleklerden ortak bir hedefe çalışmak için birleştirdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.