Throng İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Throng İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Throng (Kalabalık)

Throng, bir yerde yoğun bir şekilde toplanan kalabalık insanlar anlamına gelir.

1. The throng of tourists filled the streets. (Turist kalabalığı sokakları doldurdu.)
2. The throng of fans cheered loudly as their team won. (Takımları kazandığında hayranların kalabalığı yüksek sesle destekledi.)
3. The throng of people waiting outside the store grew larger as the sale started. (Satış başladığında mağaza dışında bekleyen insan kalabalığı daha da büyüdü.)
4. The throng of students made it difficult to get through the hallway. (Öğrenci kalabalığı, koridordan geçmeyi zorlaştırdı.)
5. The throng of protesters marched through the city streets. (Protestocuların kalabalığı şehir sokaklarından geçti.)
6. The throng of children surrounded the ice cream truck. (Çocuk kalabalığı, dondurma kamyonunu çevreledi.)
7. The throng of shoppers rushed into the mall on Black Friday. (Alışverişçi kalabalığı, Siyah Cuma günü alışveriş merkezine akın etti.)
8. The throng of commuters made the subway platform feel crowded. (Pendler kalabalığı, metro platformunu kalabalık hissettirdi.)
9. The throng of music fans sang along with the band. (Müzik hayranları, grubun yanında şarkı söylediler.)
10. The throng of people at the concert swayed to the rhythm of the music. (Konserdeki insan kalabalığı, müziğin ritmine göre sallandı.)
11. The throng of partygoers spilled out onto the street. (Partiye katılan insan kalabalığı, sokağa taştı.)
12. The throng of parents waited anxiously for their children outside the school. (Velilerin kalabalığı, okulun dışında çocuklarını heyecanla bekledi.)
13. The throng of guests filled the banquet hall. (Konukların kalabalığı, banket salonunu doldurdu.)
14. The throng of onlookers gathered around the accident scene. (Kaza yerinde izleyicilerin kalabalığı toplandı.)
15. The throng of moviegoers rushed to get seats for the blockbuster film. (Sinemaseverlerin kalabalığı, gişe rekortmeni film için yer kapmak için acele etti.)
16. The throng of volunteers worked tirelessly to help the flood victims. (Gönüllülerin kalabalığı, sel mağdurlarına yardım etmek için yorulmadan çalıştı.)
17. The throng of protesters held up signs and chanted slogans. (Protestocu kalabalık, dövizlerini tutarak ve sloganlar söyleyerek eylem yaptı.)
18. The throng of beachgoers enjoyed the sun and surf. (Plaj ziyaretçilerinin kalabalığı, güneşin ve dalgaların keyfini çıkardı.)
19. The throng of runners raced through the streets during the marathon. (Koşucuların kalabalığı, maraton sırasında sokak

larda yarıştı.)
20. The throng of festival attendees danced and sang together in celebration. (Festival ziyaretçilerinin kalabalığı, kutlamalarda birlikte dans edip şarkı söyledi.)