Throat İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Throat İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Throat

Throat, Türkçe’de “boğaz” anlamına gelir. Vücudun solunum ve sindirim sistemlerinin kesiştiği bölgedir. İşte size “throat” kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle:

1. I have a sore throat. (Boğazım ağrıyor.)
2. He cleared his throat before speaking. (Konuşmadan önce boğazını temizledi.)
3. She has a lump in her throat. (Boğazında bir şişlik var.)
4. The singer has a beautiful voice but her throat hurts. (Şarkıcı güzel bir sese sahip ama boğazı ağrıyor.)
5. His throat felt dry from all the talking. (Konuşmaktan boğazı kurumuştu.)
6. The doctor checked her throat and prescribed medication. (Doktor boğazını kontrol etti ve ilaç reçete etti.)
7. I feel like I have something stuck in my throat. (Boğazımda bir şeyler takılıymış gibi hissediyorum.)
8. The cold air made his throat feel scratchy. (Soğuk hava boğazını tahriş etti.)
9. She swallowed the pill with a sip of water and felt it go down her throat. (Hapı suyla yuttu ve boğazından geçtiğini hissetti.)
10. The singer had to cancel the show due to a sore throat. (Şarkıcı, boğaz ağrısı nedeniyle gösteriyi iptal etmek zorunda kaldı.)
11. His voice was hoarse from yelling, and his throat hurt. (Bağırdığı için sesi boğuktu ve boğazı ağrıyordu.)
12. She wore a scarf around her throat to keep warm. (Isınmak için boynuna bir atkı taktı.)
13. The doctor used a small camera to look at the inside of her throat. (Doktor, boğazının içine bakmak için küçük bir kamera kullandı.)
14. He felt a tickle in his throat and started to cough. (Boğazında bir şeylerin kaşınması hissiyle öksürmeye başladı.)
15. The singer’s throat was sore from all the rehearsals. (Şarkıcının boğazı tüm provallardan dolayı ağrıyordu.)
16. She drank hot tea with honey to soothe her sore throat. (Boğazını yatıştırmak için bal ekleyerek sıcak çay içti.)
17. He wore a mask to prevent germs from entering his throat. (Boğazına mikropların girmesini önlemek için maske taktı.)
18. The athlete drank water to keep his throat hydrated. (Sporcu boğazının nemli kalması için su içti.)
19. She gasped for air as hands wrapped around her throat. (Boğazını sıkan ellerle nefes almaya çalıştı.)
20. The doctor recommended gargling with salt water to alleviate the sore throat. (Doktor, boğaz ağrısını hafifletmek için tuzlu su ile gargara yapmayı önerdi.)

21. He felt a lump in his throat when he heard the emotional news. (Duygusal haberleri duyunca boğazında bir düğüm hissetti.)
22. She screamed so loudly that her throat became sore. (Çok yüksek sesle bağırdığı için boğazı ağrıdı.)
23. He felt a burning sensation in his throat after drinking alcohol. (Alkol içtikten sonra boğazında yanma hissetti.)
24. She wore a neck brace to support her injured throat. (Boğazındaki yaralanmayı desteklemek için boyunluk taktı.)
25. The doctor diagnosed him with strep throat and prescribed antibiotics. (Doktor, ona strep boğazı teşhisi koydu ve antibiyotik reçete etti.)
26. She sang a beautiful song with a clear and strong throat. (Boğazı temiz ve güçlü bir şekilde güzel bir şarkı söyledi.)
27. He felt a lump in his throat when he saw his newborn baby for the first time. (Yeni doğan bebeğini ilk gördüğünde boğazında bir düğüm hissetti.)
28. She had a sore throat and a fever, so she stayed home from work. (Boğazı ağrıyor ve ateşi var, bu yüzden işe gitmedi.)
29. He coughed up phlegm from his throat and felt better. (Boğazındaki balgamı öksürdü ve kendini daha iyi hissetti.)
30. She had a scratchy throat and a runny nose due to allergies. (Alerjilerden dolayı boğazı tahriş olmuş ve burnu akıyordu.)