Thimbleful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Thimbleful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Thimbleful Nedir?

Thimbleful, bir bardak veya fincanın içindeki küçük miktarda bir ölçü birimidir.

  1. I only need a thimbleful of cream for my coffee. (Kahveme sadece bir damla krema yeter.)
  2. He poured a thimbleful of whiskey into the sauce. (Sosun içine bir damla viski döktü.)
  3. The recipe calls for a thimbleful of vanilla extract. (Tarif bir damla vanilya özütü istiyor.)
  4. She added a thimbleful of sugar to the tea. (Çaya bir çay kaşığı kadar şeker ekledi.)
  5. The perfume bottle only had a thimbleful of fragrance left. (Parfüm şişesinde sadece bir damla koku kalmıştı.)
  6. He drank a thimbleful of water to moisten his dry throat. (Kuru boğazını nemlendirmek için bir damla su içti.)
  7. The medicine dosage is only a thimbleful. (İlaç dozu sadece bir damla.)
  8. She used a thimbleful of oil to grease the baking pan. (Fırın tepsisini yağlamak için bir çay kaşığı yağ kullandı.)
  9. A thimbleful of ink was all he needed to sign the document. (Belgeyi imzalamak için sadece bir damla mürekkep gerekiyordu.)
  10. The tiny bird drank a thimbleful of nectar from the flower. (Küçük kuş, çiçekten bir damla nektar içti.)
  11. The chef used a thimbleful of salt in the recipe. (Aşçı tarifte bir çay kaşığı tuz kullandı.)
  12. She put a thimbleful of glue on the broken vase. (Kırık vazoya bir çay kaşığı yapıştırıcı koydu.)
  13. The baby was given a thimbleful of medicine to soothe her cough. (Bebek öksürüğünü hafifletmek için bir damla ilaç verildi.)
  14. The dye requires only a thimbleful of water for dilution. (Boya, seyreltme için sadece bir damla su gerektirir.)
  15. He added a thimbleful of brandy to the chocolate sauce. (Çikolata sosuna bir çay kaşığı brendi ekledi.)
  16. The baker used a thimbleful of yeast in the bread dough. (Fırıncı, ekmek hamuruna bir çay kaşığı maya kullandı.)
  17. The artist used a thimbleful of paint to create the fine details. (Sanatçı, ince detayları oluşturmak için bir damla boya kullandı.)
  18. She used a thimbleful of water to wet her paintbrush. (Fırçasını ıslatmak için bir damla su kullandı.)
  19. The bartender poured a thimbleful of absinthe into the cocktail. (Barmen, kokteylin içine bir damla absint döktü.)
  20. The recipe requires only a th
  1. The recipe requires only a thimbleful of saffron to add color and flavor to the rice. (Tarif, pirince renk ve lezzet katmak için sadece bir damla safran gerektirir.)

Türkçe:

  1. Sadece kahveme bir damla krema yeter.
  2. Sosun içine bir damla viski döktü.
  3. Tarif bir çay kaşığı vanilya özütü istiyor.
  4. Çaya bir çay kaşığı kadar şeker ekledi.
  5. Parfüm şişesinde sadece bir damla koku kalmıştı.
  6. Kuru boğazını nemlendirmek için bir damla su içti.
  7. İlaç dozu sadece bir damla.
  8. Fırın tepsisini yağlamak için bir çay kaşığı yağ kullandı.
  9. Belgeyi imzalamak için sadece bir damla mürekkep gerekiyordu.
  10. Küçük kuş, çiçekten bir damla nektar içti.
  11. Aşçı tarifte bir çay kaşığı tuz kullandı.
  12. Kırık vazoya bir çay kaşığı yapıştırıcı koydu.
  13. Bebek öksürüğünü hafifletmek için bir damla ilaç verildi.
  14. Boya, seyreltme için sadece bir damla su gerektirir.
  15. Çikolata sosuna bir çay kaşığı brendi ekledi.
  16. Fırıncı, ekmek hamuruna bir çay kaşığı maya kullandı.
  17. Sanatçı, ince detayları oluşturmak için bir damla boya kullandı.
  18. Fırçasını ıslatmak için bir damla su kullandı.
  19. Barmen, kokteylin içine bir damla absint döktü.
  20. Tarif, pirince renk ve lezzet katmak için sadece bir çay kaşığı safran gerektirir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.