Thimbleful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Thimbleful Nedir?
Thimbleful, bir bardak veya fincanın içindeki küçük miktarda bir ölçü birimidir.
- I only need a thimbleful of cream for my coffee. (Kahveme sadece bir damla krema yeter.)
- He poured a thimbleful of whiskey into the sauce. (Sosun içine bir damla viski döktü.)
- The recipe calls for a thimbleful of vanilla extract. (Tarif bir damla vanilya özütü istiyor.)
- She added a thimbleful of sugar to the tea. (Çaya bir çay kaşığı kadar şeker ekledi.)
- The perfume bottle only had a thimbleful of fragrance left. (Parfüm şişesinde sadece bir damla koku kalmıştı.)
- He drank a thimbleful of water to moisten his dry throat. (Kuru boğazını nemlendirmek için bir damla su içti.)
- The medicine dosage is only a thimbleful. (İlaç dozu sadece bir damla.)
- She used a thimbleful of oil to grease the baking pan. (Fırın tepsisini yağlamak için bir çay kaşığı yağ kullandı.)
- A thimbleful of ink was all he needed to sign the document. (Belgeyi imzalamak için sadece bir damla mürekkep gerekiyordu.)
- The tiny bird drank a thimbleful of nectar from the flower. (Küçük kuş, çiçekten bir damla nektar içti.)
- The chef used a thimbleful of salt in the recipe. (Aşçı tarifte bir çay kaşığı tuz kullandı.)
- She put a thimbleful of glue on the broken vase. (Kırık vazoya bir çay kaşığı yapıştırıcı koydu.)
- The baby was given a thimbleful of medicine to soothe her cough. (Bebek öksürüğünü hafifletmek için bir damla ilaç verildi.)
- The dye requires only a thimbleful of water for dilution. (Boya, seyreltme için sadece bir damla su gerektirir.)
- He added a thimbleful of brandy to the chocolate sauce. (Çikolata sosuna bir çay kaşığı brendi ekledi.)
- The baker used a thimbleful of yeast in the bread dough. (Fırıncı, ekmek hamuruna bir çay kaşığı maya kullandı.)
- The artist used a thimbleful of paint to create the fine details. (Sanatçı, ince detayları oluşturmak için bir damla boya kullandı.)
- She used a thimbleful of water to wet her paintbrush. (Fırçasını ıslatmak için bir damla su kullandı.)
- The bartender poured a thimbleful of absinthe into the cocktail. (Barmen, kokteylin içine bir damla absint döktü.)
- The recipe requires only a th
- The recipe requires only a thimbleful of saffron to add color and flavor to the rice. (Tarif, pirince renk ve lezzet katmak için sadece bir damla safran gerektirir.)
Türkçe:
- Sadece kahveme bir damla krema yeter.
- Sosun içine bir damla viski döktü.
- Tarif bir çay kaşığı vanilya özütü istiyor.
- Çaya bir çay kaşığı kadar şeker ekledi.
- Parfüm şişesinde sadece bir damla koku kalmıştı.
- Kuru boğazını nemlendirmek için bir damla su içti.
- İlaç dozu sadece bir damla.
- Fırın tepsisini yağlamak için bir çay kaşığı yağ kullandı.
- Belgeyi imzalamak için sadece bir damla mürekkep gerekiyordu.
- Küçük kuş, çiçekten bir damla nektar içti.
- Aşçı tarifte bir çay kaşığı tuz kullandı.
- Kırık vazoya bir çay kaşığı yapıştırıcı koydu.
- Bebek öksürüğünü hafifletmek için bir damla ilaç verildi.
- Boya, seyreltme için sadece bir damla su gerektirir.
- Çikolata sosuna bir çay kaşığı brendi ekledi.
- Fırıncı, ekmek hamuruna bir çay kaşığı maya kullandı.
- Sanatçı, ince detayları oluşturmak için bir damla boya kullandı.
- Fırçasını ıslatmak için bir damla su kullandı.
- Barmen, kokteylin içine bir damla absint döktü.
- Tarif, pirince renk ve lezzet katmak için sadece bir çay kaşığı safran gerektirir.
Hemen Yorum Yaz