Testify To İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Testify To İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Testify To

Türkçe Anlamı: Tanıklık etmek, şahitlik yapmak

1. She was asked to testify to what she had seen on the night of the incident. (Olayın yaşandığı gece ne gördüğüne tanıklık etmesi istendi.)
2. The witness will testify to the authenticity of the document. (Tanık, belgenin doğruluğuna tanıklık edecek.)
3. He was called to testify to the court about his involvement in the crime. (Suça karıştığı konusunda mahkemeye tanıklık yapması için çağrıldı.)
4. She refused to testify to what she had heard from the accused. (Suçlu tarafından duyduklarına tanıklık etmeyi reddetti.)
5. The victim testified to the brutality of the attack. (Mağdur, saldırının vahşiliğine tanıklık etti.)
6. The expert was asked to testify to the validity of the test results. (Uzman, test sonuçlarının geçerliliği hakkında tanıklık etmesi istendi.)
7. The defendant’s neighbor testified to hearing a loud argument on the night of the crime. (Sanığın komşusu, suçun işlendiği gece yüksek bir tartışma duyduğuna tanıklık etti.)
8. The witness was nervous as she testified to the court. (Tanık, mahkemede tanıklık yaparken sinirliydi.)
9. The victim’s family members testified to the impact of the crime on their lives. (Mağdurun aile üyeleri, suçun hayatları üzerindeki etkisine tanıklık etti.)
10. The witness was asked to testify to the identity of the suspect. (Tanık, şüphelinin kimliği hakkında tanıklık yapması istendi.)
11. The doctor testified to the seriousness of the victim’s injuries. (Doktor, mağdurun yaralanmalarının ciddiyetine tanıklık etti.)
12. She was relieved when she finished testifying to the court. (Mahkemeye tanıklık yapmayı bitirdiğinde rahatladı.)
13. The witness was sworn in before testifying to the court. (Tanık, mahkemeye tanıklık etmeden önce yemin etti.)
14. The prosecution called several witnesses to testify to the defendant’s guilt. (Davacı, sanığın suçluluğuna tanıklık etmek için birkaç tanığı çağırdı.)
15. The witness struggled to testify to the details of the incident. (Tanık, olayın ayrıntıları hakkında tanıklık etmekte zorlandı.)
16. The defense attorney cross-examined the witness after she testified to the court. (Savunma avukatı, tanık mahkemede tanıklık yaptıktan sonra çapraz sorgulama yaptı.)
17. The victim testified to the fear she felt during the attack. (Mağdur, saldırı sırasında hissettiği korkuya tanıklık etti.)
18. The witness was asked to testify to the whereabouts of the suspect on the night of the crime. (Tanık, suçun işlendiği gece

şüphelinin nerede olduğuna tanıklık etmesi istendi.)
19. The judge instructed the witness to testify to the truth, the whole truth, and nothing but the truth. (Hakim, tanığa doğruyu, tamamıyla doğruyu ve sadece doğruyu söylemesi talimatını verdi.)

20. The witness’s testimony to the court was crucial in determining the outcome of the trial. (Tanığın mahkemeye yaptığı tanıklık, davada sonucun belirlenmesinde hayati öneme sahipti.)