Temperamental İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Temperamental İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Temperamental Nedir?

Temperamental kelimesi kişinin doğal karakteristik özellikleri, duygusal tepkileri ve davranışları hakkında bir şey söyler. Bu kelime sıklıkla kişinin ani duygu değişiklikleri, sabırsızlık ve kolayca kızma gibi özellikleri tanımlamak için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. John’s temperamental outbursts often make his coworkers uncomfortable. (John’un ani öfkelenmeleri sıklıkla iş arkadaşlarını rahatsız eder.)
  2. Her temperamental nature makes it hard for her to maintain long-lasting relationships. (Onun huysuz doğası, uzun süreli ilişkileri sürdürmesini zorlaştırır.)
  3. The artist’s temperamental personality was reflected in his emotionally charged paintings. (Sanatçının huysuz kişiliği, duygusal olarak yüklü tablolarında yansıtılmıştır.)
  4. The temperamental weather made it difficult for the farmers to harvest their crops. (Huysuz hava koşulları, çiftçilerin mahsullerini hasat etmesini zorlaştırdı.)
  5. The lead actor’s temperamental behavior caused tension on the film set. (Başrol oyuncusunun huysuz davranışları, film setinde gerginliğe neden oldu.)
  6. His temperamental outburst led to a heated argument with his girlfriend. (Onun öfkesi, kız arkadaşıyla hararetli bir tartışmaya yol açtı.)
  7. The pianist’s temperamental performance left the audience in awe. (Piyanistin huysuz performansı, izleyicileri hayrete düşürdü.)
  8. Her temperamental reactions made it difficult for her to handle stressful situations. (Onun huysuz tepkileri, stresli durumlarla başa çıkmasını zorlaştırdı.)
  9. The coach’s temperamental coaching style motivated his players to perform at their best. (Antrenörün huysuz antrenman tarzı, oyuncularını en iyi şekilde performans sergilemeye teşvik etti.)
  10. The temperamental cat hissed at anyone who tried to pet it. (Huysuz kedi, okşamaya çalışan herkese tısladı.)
  11. His temperamental nature often landed him in trouble with his boss. (Onun huysuz doğası, sık sık patronuyla sorun yaşamasına neden oldu.)
  12. The chef’s temperamental perfectionism made him one of the best in the business. (Aşçının huysuz mükemmeliyetçiliği, onu işin en iyilerinden biri yaptı.)
  13. The temperamental child threw a tantrum when she didn’t get her way. (Huysuz çocuk, istediği şeyi alamayınca öfke nöbeti geçirdi.)
  14. His temperamental mood swings made it difficult for his friends to keep up with him. (Onun huysuz ruh hali değişimleri, arkadaşlarının onunla başa çıkmasını zorla
  1. The temperamental horse refused to cooperate with its rider, causing frustration. (Huysuz at binicisiyle işbirliği yapmayı reddetti ve hayal kırıklığı yarattı.)
  2. Her temperamental behavior towards her colleagues resulted in her being reprimanded by her boss. (Onun meslektaşlarına karşı huysuz davranışları, patronu tarafından azarlandı.)
  3. The temperamental child actor caused delays in filming due to frequent mood swings. (Huysuz çocuk oyuncu, sık ruh hali değişiklikleri nedeniyle çekimlerde gecikmelere neden oldu.)
  4. The temperamental nature of the sea made it dangerous for the sailors to navigate. (Denizin huysuz doğası, denizcilerin seyir yapmasını tehlikeli hale getirdi.)
  5. The artist’s temperamental nature was both a blessing and a curse, inspiring him to create great works but also causing periods of artistic block. (Sanatçının huysuz doğası, büyük eserler yaratması için ilham verdi ancak aynı zamanda sanatsal blokların da yaşanmasına neden oldu.)
  6. The chef’s temperamental tantrums in the kitchen were known to his staff and often resulted in them tiptoeing around him. (Aşçının mutfaktaki huysuz öfke nöbetleri, personeli tarafından biliniyor ve genellikle onların etrafında dikkatli davranmalarına neden oluyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.