Manage İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Manage İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Manage kelimesinin Türkçe anlamı:

Yönetmek, idare etmek, kontrol etmek.

Örnek cümleler:

  1. I need to manage my time better.

    (Zamanımı daha iyi yönetmeliyim.)

  2. She manages a team of designers.

    (O, bir tasarımcı ekibini yönetiyor.)

  3. He managed to finish the project on time.

    (O, projeyi zamanında bitirmeyi başardı.)

  4. We need someone to manage the sales department.

    (Satış departmanını yönetecek birine ihtiyacımız var.)

  5. Can you manage to carry all those bags?

    (Bütün bu çantaları taşımayı başarabilir misin?)

  6. He manages his finances very carefully.

    (O, parasal durumunu çok dikkatli bir şekilde yönetiyor.)

  7. She managed to escape from the kidnappers.

    (O, kaçırılmacılardan kaçmayı başardı.)

  8. The project manager is responsible for managing the budget.

    (Proje yöneticisi bütçeyi yönetmekten sorumludur.)

  9. He can’t manage to do the job alone.

    (O, işi tek başına yapamaz.)

  10. She managed to keep the business afloat during the pandemic.

    (O, pandemi döneminde işi ayakta tutmayı başardı.)

  11. I’ll manage the situation, don’t worry.

    (Durumu yöneteceğim, endişelenme.)

  12. He manages the company with a firm hand.

    (O, şirketi sıkı bir el ile yönetiyor.)

  13. She managed to negotiate a better salary.

    (O, daha iyi bir maaş için müzakere etmeyi başardı.)

  14. The coach is responsible for managing the team.

    (Antrenör, takımı yönetmekten sorumludur.)

  15. He managed to convince her to change her mind.

    (O, onu fikrini değiştirmesi için ikna etmeyi başardı.)

  16. We need to manage our resources more efficiently.

    (Kaynaklarımızı daha verimli bir şekilde yönetmemiz gerekiyor.)

  17. The hotel manager greeted us at the front desk. (Otel müdürü, bizi ön masada karşıladı.)

    She managed to juggle her work and family responsibilities. (O, iş ve aile sorumluluklarını dengelemeyi başardı.)

    He can’t manage to solve the problem on his own. (O, sorunu tek başına çözemez.)

    She is good at managing people and resources. (O, insanları ve kaynakları yönetmede iyidir.)

    The CEO hired a new manager for the marketing department. (CEO, pazarlama departmanı için yeni bir yönetici işe aldı.)

    He managed to pass the exam with flying colors. (O, sınavı parlak bir şekilde geçmeyi başardı.)

    The project was well-managed and completed on time. (Proje iyi yönetildi ve zamanında tamamlandı.)

    She managed to keep calm during the crisis. (O, kriz sırasında sakin kalmayı başardı.)

    He needs to learn how to manage his stress levels. (O, stres seviyelerini yönetmeyi öğrenmelidir.)

    The restaurant manager apologized for the long wait. (Restoran müdürü, uzun bekleme süresi için özür diledi.)

    She managed to turn the company around with her innovative ideas. (O, yenilikçi fikirleriyle şirketi değiştirmeyi başardı.)

    He managed to save enough money for a down payment on a house. (O, ev için peşinat için yeterli para biriktirmeyi başardı.)

    The coach managed to motivate the team to win the championship. (Antrenör, takımı şampiyonluğa motive etmeyi başardı.)

    She manages a successful business from home. (O, evden başarılı bir iş yönetiyor.)

    He managed to repair the car himself. (O, arabayı kendisi tamir etmeyi başardı.)

    The project manager delegated tasks to different team members. (Proje yöneticisi, farklı takım üyelerine görevler verdi.)

    She managed to balance her personal and professional life. (O, kişisel ve profesyonel hayatını dengelemeyi başardı.)

    He needs to manage his time better if he wants to meet the deadline. (O, son teslim tarihini karşılamak istiyorsa zamanını daha iyi yönetmeli.)

    Overall, managing is an important skill that can be applied to various aspects of life and work.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.