Swollen İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Swollen İle İlgili Cümleler
Swollen kelimesi Türkçede şişmiş, kabarmış, şişkin anlamlarına gelir. İşte swollen kelimesinin kullanıldığı örnek cümleler:
- My ankle is swollen from the sprain I got yesterday. (Dünkü burkulmadan dolayı ayak bileğim şişti.)
- The mosquito bite left a swollen bump on my arm. (Sivrisinek ısırığı kolumda şişkin bir kabarcık bıraktı.)
- The swollen river flooded the town. (Şişmiş nehir kasabayı su bastı.)
- The patient’s face was swollen due to the allergic reaction. (Hastanın yüzü alerjik reaksiyondan dolayı şişti.)
- The swollen clouds signaled an incoming storm. (Şişmiş bulutlar bir fırtına habercisiydi.)
- Her fingers were swollen from all the knitting. (Tüm örgü işinden parmakları şişmişti.)
- The bee sting made my hand swollen. (Arı sokması elimi şişirdi.)
- The swollen gland was a sign of infection. (Şişmiş bez enfeksiyonun bir belirtisiydi.)
- He had a swollen face after the fight. (Kavgadan sonra yüzü şişti.)
- The athlete’s knee was swollen after the game. (Sporcu, maçtan sonra dizinin şiştiğini söyledi.)
- The swollen fruit had started to rot. (Şişmiş meyve çürümeye başlamıştı.)
- The swollen tire needed to be replaced. (Şişmiş lastik değiştirilmeliydi.)
- Her feet were swollen from standing all day. (Bütün gün ayakta durmaktan ayakları şişmişti.)
- The swollen battery was about to explode. (Şişmiş pil patlamak üzereydi.)
- The swollen joint made it difficult to move. (Şişmiş eklem hareket etmeyi zorlaştırıyordu.)
- The swollen eyes indicated a lack of sleep. (Şişmiş gözler uyku eksikliğinin işaretiydi.)
- The swollen river had washed away the bridge. (Şişmiş nehir köprüyü sürüklemişti.)
- The swollen tonsils made it hard to swallow. (Şişmiş bademcikler yutmakta zorluk çıkardı.)
- The swollen tree had grown too big for the garden. (Şişmiş ağaç bahçe için fazla büyümüştü.)
- The swollen package wouldn’t fit through the mailbox. (Şişmiş paket posta kutusundan geçmeyecekti.)
- The swollen area around the wound was red and sore. (Yaranın etrafındaki şişlik kırmızı ve hassastı.)
- The swollen battery pack was the cause of the drone’s malfunction. (Şişmiş pil paketi dronun arızasının sebebiydi.)
- The allergic reaction caused her lips to become swollen. (Alerjik reaksiyon dudaklarının şişmesine neden oldu.)
- His swollen stomach indicated that he had eaten too much. (Şişmiş karnı çok fazla yediğini gösteriyordu.)
- The swollen veins in her legs caused her pain and discomfort. (Bacaklarındaki şişmiş damarlar ona ağrı ve rahatsızlık veriyordu.)
- The swollen battery on the laptop was bulging and needed to be replaced. (Laptopun şişmiş pili kabarmıştı ve değiştirilmeliydi.)
- The swollen area around the mosquito bite was itchy and uncomfortable. (Sivrisinek ısırığındaki şişlik kaşındı ve rahatsız ediciydi.)
- The swollen river had caused severe damage to the nearby buildings. (Şişmiş nehir yakındaki binalara ciddi hasar vermişti.)
- The swollen lymph nodes in her neck were a sign of infection. (Boynundaki şişmiş lenf bezleri enfeksiyonun bir işaretiydi.)
- The swollen airbag in the car had to be replaced after the accident. (Kazadan sonra arabadaki şişmiş hava yastığı değiştirilmeliydi.)
Hemen Yorum Yaz