Swollen İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Swollen İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Swollen İle İlgili Cümleler

Swollen kelimesi Türkçede şişmiş, kabarmış, şişkin anlamlarına gelir. İşte swollen kelimesinin kullanıldığı örnek cümleler:

  1. My ankle is swollen from the sprain I got yesterday. (Dünkü burkulmadan dolayı ayak bileğim şişti.)
  2. The mosquito bite left a swollen bump on my arm. (Sivrisinek ısırığı kolumda şişkin bir kabarcık bıraktı.)
  3. The swollen river flooded the town. (Şişmiş nehir kasabayı su bastı.)
  4. The patient’s face was swollen due to the allergic reaction. (Hastanın yüzü alerjik reaksiyondan dolayı şişti.)
  5. The swollen clouds signaled an incoming storm. (Şişmiş bulutlar bir fırtına habercisiydi.)
  6. Her fingers were swollen from all the knitting. (Tüm örgü işinden parmakları şişmişti.)
  7. The bee sting made my hand swollen. (Arı sokması elimi şişirdi.)
  8. The swollen gland was a sign of infection. (Şişmiş bez enfeksiyonun bir belirtisiydi.)
  9. He had a swollen face after the fight. (Kavgadan sonra yüzü şişti.)
  10. The athlete’s knee was swollen after the game. (Sporcu, maçtan sonra dizinin şiştiğini söyledi.)
  11. The swollen fruit had started to rot. (Şişmiş meyve çürümeye başlamıştı.)
  12. The swollen tire needed to be replaced. (Şişmiş lastik değiştirilmeliydi.)
  13. Her feet were swollen from standing all day. (Bütün gün ayakta durmaktan ayakları şişmişti.)
  14. The swollen battery was about to explode. (Şişmiş pil patlamak üzereydi.)
  15. The swollen joint made it difficult to move. (Şişmiş eklem hareket etmeyi zorlaştırıyordu.)
  16. The swollen eyes indicated a lack of sleep. (Şişmiş gözler uyku eksikliğinin işaretiydi.)
  17. The swollen river had washed away the bridge. (Şişmiş nehir köprüyü sürüklemişti.)
  18. The swollen tonsils made it hard to swallow. (Şişmiş bademcikler yutmakta zorluk çıkardı.)
  19. The swollen tree had grown too big for the garden. (Şişmiş ağaç bahçe için fazla büyümüştü.)
  20. The swollen package wouldn’t fit through the mailbox. (Şişmiş paket posta kutusundan geçmeyecekti.)
  1. The swollen area around the wound was red and sore. (Yaranın etrafındaki şişlik kırmızı ve hassastı.)
  2. The swollen battery pack was the cause of the drone’s malfunction. (Şişmiş pil paketi dronun arızasının sebebiydi.)
  3. The allergic reaction caused her lips to become swollen. (Alerjik reaksiyon dudaklarının şişmesine neden oldu.)
  4. His swollen stomach indicated that he had eaten too much. (Şişmiş karnı çok fazla yediğini gösteriyordu.)
  5. The swollen veins in her legs caused her pain and discomfort. (Bacaklarındaki şişmiş damarlar ona ağrı ve rahatsızlık veriyordu.)
  6. The swollen battery on the laptop was bulging and needed to be replaced. (Laptopun şişmiş pili kabarmıştı ve değiştirilmeliydi.)
  7. The swollen area around the mosquito bite was itchy and uncomfortable. (Sivrisinek ısırığındaki şişlik kaşındı ve rahatsız ediciydi.)
  8. The swollen river had caused severe damage to the nearby buildings. (Şişmiş nehir yakındaki binalara ciddi hasar vermişti.)
  9. The swollen lymph nodes in her neck were a sign of infection. (Boynundaki şişmiş lenf bezleri enfeksiyonun bir işaretiydi.)
  10. The swollen airbag in the car had to be replaced after the accident. (Kazadan sonra arabadaki şişmiş hava yastığı değiştirilmeliydi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.