Contrary İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Contrary İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Contrary İle İlgili Cümleler

Contrary, zıt anlamına gelen bir sıfattır. Bir düşünce veya durumun tam tersini ifade eder.

• Contrary to popular belief, cats are not always aloof. (Popüler inanışın aksine, kediler her zaman umursamaz değillerdir.)
• His actions were contrary to what he had promised. (Eylemleri, söz verdiği şeylere ters düştü.)
• The results of the study were contrary to our expectations. (Araştırmanın sonuçları, beklentilerimize ters düştü.)
• Contrary to popular opinion, not all politicians are corrupt. (Popüler görüşün aksine, tüm siyasetçiler yozlaşmış değillerdir.)
• His behavior was contrary to the rules of the school. (Davranışı, okulun kurallarına ters düştü.)
• Contrary to what he thought, she was not interested in him. (Düşündüğünün aksine, o ona ilgi duymuyordu.)
• Her beliefs were contrary to the traditional values of her family. (İnançları, ailesinin geleneksel değerlerine ters düştü.)
• Contrary to what the advertisement claimed, the product did not work as expected. (Reklamın iddia ettiğinin aksine, ürün beklenildiği gibi çalışmadı.)
• The witness’s testimony was contrary to the defendant’s story. (Tanığın ifadesi, sanığın hikayesine ters düştü.)
• Contrary to what he said earlier, he did not finish the project on time. (Daha önce söylediğinin aksine, proje zamanında tamamlanmadı.)
• Her actions were contrary to the principles she claimed to believe in. (Eylemleri, inandığını iddia ettiği prensiplere ters düştü.)
• Contrary to what he thought, she

  was actually a very kind person. (Düşündüğünün aksine, o aslında çok nazik bir insandı.)

• The new law is contrary to the interests of small businesses. (Yeni kanun, küçük işletmelerin çıkarlarına ters düşüyor.)
• Contrary to what he believed, the job was not as easy as it seemed. (İnandığının aksine, iş göründüğü kadar kolay değildi.)
• His behavior was contrary to the expectations of his parents. (Davranışları, ebeveynlerinin beklentilerine ters düştü.)
• Contrary to what she said, she did not have any experience in the field. (Söylediğinin aksine, o alanda herhangi bir deneyime sahip değildi.)
• The results of the experiment were contrary to what the scientists had predicted. (Deneyin sonuçları, bilim insanlarının tahminlerine ters düştü.)
• Contrary to what he had told her, he was still in love with his ex-girlfriend. (Ona söylediğinin aksine, hala eski sevgilisine aşıktı.)
• Her behavior was contrary to the social norms of the community. (Davranışları, toplumun sosyal normlarına ters düştü.)
• Contrary to what he thought, the movie was not very good. (Düşündüğünün aksine, film çok iyi değildi.)