Sustained İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sustained İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sustained İle İlgili Cümleler

Sustained, “sürdürülmüş, devam eden, sürekli” gibi anlamlara gelir.

1. The athlete sustained a minor injury during the match. (Sporcu, maç sırasında hafif bir yaralanma geçirdi.)
2. The company sustained significant financial losses last quarter. (Şirket, geçen çeyrekte önemli maddi kayıplar yaşadı.)
3. The country’s economy cannot be sustained without foreign investment. (Ülkenin ekonomisi, yabancı yatırım olmadan sürdürülemez.)
4. She sustained a high level of motivation throughout the project. (Proje boyunca yüksek bir motivasyon seviyesi sürdürdü.)
5. The building sustained damage in the earthquake. (Bina, depremde hasar gördü.)
6. The team sustained their lead until the end of the game. (Takım, oyunun sonuna kadar önde kaldı.)
7. He sustained his argument with solid evidence. (Sağlam kanıtlarla argümanını sürdürdü.)
8. The forest fire sustained for several days before being contained. (Orman yangını, kontrol altına alınmadan önce birkaç gün sürdü.)
9. The musician sustained a note for an impressive amount of time. (Müzisyen, etkileyici bir süre boyunca bir nota sürdürdü.)
10. The drought sustained for months, causing widespread crop failure. (Kuraklık, yaygın bir tarım başarısızlığına neden olarak aylarca sürdü.)
11. The company sustained a strong reputation in the market. (Şirket, piyasada güçlü bir itibar sürdürdü.)
12. The patient sustained a serious head injury in the accident. (Hasta, kazada ciddi bir kafa yaralanması geçirdi.)
13. The artist sustained a consistent style throughout their career. (Sanatçı, kariyeri boyunca tutarlı bir tarz sürdürdü.)
14. The city sustained heavy damage during the war. (Şehir, savaş sırasında ağır hasar gördü.)
15. The athlete sustained a rigorous training schedule leading up to the competition. (Sporcu, yarışmaya kadar sıkı bir antrenman programı sürdürdü.)
16. The organization sustained a commitment to sustainability and environmentalism. (Organizasyon, sürdürülebilirlik ve çevreciliğe bağlı kalmayı sürdürdü.)
17. The storm sustained high winds and heavy rain for several hours. (Fırtına, birkaç saat boyunca yüksek rüzgarlar ve yoğun yağmur sürdürdü.)
18. The author sustained a consistent level of quality throughout their writing career. (Yazar, yazı kariyeri boyunca tutarlı bir kalite seviyesi sürdürdü.)
19. The country sustained a period of rapid economic growth. (Ülke, hızlı bir ekonomik büyüme dönemi yaşadı.)
20. The bridge

20. The bridge sustained heavy traffic for many years before needing repairs. (Köprü, onarımlar gerektirmeden önce birçok yıl yoğun trafik sürdürdü.)