Suspensefully İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Suspensefully İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Suspensefully (Heyecanlı bir şekilde) İle İlgili Cümleler:

Türkçe Anlamı: Bir olayın ya da durumun sonucunu merakla bekleyerek heyecanlı bir şekilde davranma durumu.

1. She waited suspensefully for the exam results. (Sınav sonuçlarını heyecanla bekledi.)
2. The audience watched the movie suspensefully. (İzleyiciler filmi heyecanla izledi.)
3. He nervously and suspensefully checked his lottery numbers. (Loto numaralarını gergin ve heyecanla kontrol etti.)
4. The detective listened suspensefully to the suspect’s story. ( Dedektif şüphelinin hikayesini heyecanla dinledi.)
5. She walked suspensefully towards the dark alley. (Karanlık sokakta heyecanla yürüdü.)
6. The suspenseful music added to the tension of the scene. (Heyecanlı müzik sahnenin gerilimini arttırdı.)
7. The suspenseful moment lasted for several minutes. (Heyecanlı an birkaç dakika sürdü.)
8. She held her breath suspensefully as the performer attempted a dangerous stunt. (Performer tehlikeli bir numara yaparken nefesini tutarak heyecanla izledi.)
9. The audience leaned forward suspensefully as the magician revealed his final trick. (Sihirbaz son numarasını açıklarken izleyiciler ileriye doğru heyecanla eğildi.)
10. He waited suspensefully for her response to his marriage proposal. (Evlenme teklifine yanıt vermesi için heyecanla bekledi.)
11. The book’s suspenseful plot kept me up all night. (Kitabın heyecanlı hikayesi beni tüm gece uyanık tuttu.)
12. The suspenseful silence was finally broken by a loud noise. (Heyecanlı sessizlik sonunda yüksek bir gürültüyle bozuldu.)
13. The suspenseful chase scene had the audience on the edge of their seats. (Heyecanlı kovalamaca sahnesi izleyicileri koltuklarında kenara doğru yaslanmış vaziyette tuttu.)
14. She felt suspensefully anxious as she approached the haunted house. (Perili eve yaklaştıkça heyecanlı bir endişe hissetti.)
15. The suspenseful twist at the end of the movie was unexpected. (Filmin sonundaki heyecanlı sürpriz beklenmedikti.)
16. The suspenseful scene made her heart race. (Heyecanlı sahne kalbini hızlandırdı.)
17. He watched the clock suspensefully as the deadline approached. (Son teslim tarihine yaklaşırken saatte heyecanla baktı.)
18. The suspenseful music and lighting created a creepy atmosphere. (Heyecanlı müzik ve aydınlatma tüyler ürpertici bir atmosfer yarattı.)
19. She held the envelope suspensefully, afraid to open it. (Mektubu heyecanla tuttu ve açmaktan korktu.)
20. The suspenseful ending left the audience wanting more. (Heyecan verici

Suspensefully (Heyecanlı bir şekilde) İle İlgili Cümleler (Devamı):

21. He looked at her suspensefully, waiting for her answer. (Cevabını bekleyerek heyecanla ona baktı.)
22. The suspenseful scene in the horror movie made her cover her eyes. (Korku filmindeki heyecanlı sahne, onun gözlerini kapamasına neden oldu.)
23. The suspenseful anticipation of the announcement made everyone nervous. (Duyurunun heyecan verici beklentisi herkesi sinirlendirdi.)
24. She read the thriller novel suspensefully, eager to find out what would happen next. (Bir sonraki olan biteni merak ettiği için heyecanla gerilim romanı okudu.)
25. The suspenseful moment in the game had everyone holding their breath. (Oyundaki heyecanlı an herkesin nefesini tutmasına neden oldu.)
26. The suspenseful build-up to the climax kept the audience hooked. (Doruk noktasına kadar olan heyecanlı anlar izleyicileri kendine bağladı.)
27. He opened the gift box suspensefully, wondering what was inside. (İçinde ne olduğunu merak ederek hediye kutusunu heyecanla açtı.)
28. The suspenseful pause in the music made everyone tense. (Müzikteki heyecanlı duraksama herkesi gergin yaptı.)
29. She watched the sky suspensefully, waiting for the storm to arrive. (Fırtınanın gelmesini beklerken gökyüzünü heyecanla izledi.)
30. The suspenseful atmosphere in the mystery movie kept the audience guessing until the end. (Mistik filmin heyecanlı havası izleyicileri sonuna kadar şaşırtmaya devam etti.)