Subterranean İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Subterranean – Yeraltı
Subterranean kelimesi yeraltı anlamına gelir. Bu kelime, yerin altında bulunan, toprağın altında olan, mağaralar, tüneller, madenler ve benzeri yerler için kullanılır.
-
The subterranean river flowed silently beneath the ground.
(Toprakların altındaki yeraltı nehri sessizce akıyordu.) -
The subterranean world is full of mysterious creatures.
(Yeraltı dünyası gizemli yaratıklarla doludur.) -
The subterranean caves are home to a variety of bat species.
(Yeraltı mağaraları birçok yarasa türüne ev sahipliği yapar.) -
The miners spent months working in the subterranean tunnels.
(Maden işçileri, yeraltı tünellerinde aylarca çalıştılar.) -
The subterranean network of tunnels was very complex.
(Yeraltı tünellerinin ağı çok karmaşıktı.) -
The subterranean passage led to an underground chamber.
(Yeraltı geçidi, yeraltı odasına kadar gidiyordu.) -
The subterranean city was built by ancient civilizations.
(Yeraltı şehri, antik medeniyetler tarafından inşa edilmişti.) -
The subterranean lake was filled with crystal clear water.
(Yeraltı gölü kristal berraklığında su ile doluydu.) -
The subterranean tunnels provided a perfect hiding place for the rebels.
(Yeraltı tünelleri, isyancılar için mükemmel bir saklanma yeriydi.) -
The subterranean passages were used by smugglers to transport illegal goods.
(Yeraltı geçitleri, kaçakçıların yasa dışı malları taşımak için kullandığı yerlerdi.) -
The subterranean world is a fascinating and mysterious place.
(Yeraltı dünyası büyüleyici ve gizemli bir yerdir.) -
The subterranean tunnels were dark and damp.
(Yeraltı tünelleri karanlık ve nemliydi.) -
The subterranean cave was filled with stalactites and stalagmites.
(Yeraltı mağarası, dikit ve dikilitlerle doluydu.) -
The subterranean river flowed through the limestone caverns.
(Yeraltı nehrinin akışı, kalker mağaralarından geçiyordu.) -
The subterranean network of tunnels was used to transport goods during the war.
(Yeraltı tünellerinin ağı, savaş sırasında malların taşınması için kullanıldı.) -
The subterranean passages were the only way to reach the hidden temple.
(Yeraltı geçitleri, gizli tapınağa ulaşmanın tek yoluydu.) -
The subterranean world is teeming with life, despite the darkness.
(Yeraltı dünyası, karanlığa rağmen hayatla doludur.) -
The subterranean tunnels were dug by hand, using only simple tools.
(Yeraltı tünelleri, sadece
basit araçlar kullanılarak el ile kazıldı.)
-
The subterranean chambers were adorned with intricate carvings and statues.
(Yeraltı odaları, karmaşık oymalar ve heykellerle süslenmişti.) -
The subterranean world is a hidden treasure waiting to be explored.
(Yeraltı dünyası, keşfedilmeyi bekleyen gizli bir hazinedir.)
Hemen Yorum Yaz