Subterranean İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Subterranean İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Subterranean – Yeraltı

Subterranean kelimesi yeraltı anlamına gelir. Bu kelime, yerin altında bulunan, toprağın altında olan, mağaralar, tüneller, madenler ve benzeri yerler için kullanılır.

  1. The subterranean river flowed silently beneath the ground.
    (Toprakların altındaki yeraltı nehri sessizce akıyordu.)

  2. The subterranean world is full of mysterious creatures.
    (Yeraltı dünyası gizemli yaratıklarla doludur.)

  3. The subterranean caves are home to a variety of bat species.
    (Yeraltı mağaraları birçok yarasa türüne ev sahipliği yapar.)

  4. The miners spent months working in the subterranean tunnels.
    (Maden işçileri, yeraltı tünellerinde aylarca çalıştılar.)

  5. The subterranean network of tunnels was very complex.
    (Yeraltı tünellerinin ağı çok karmaşıktı.)

  6. The subterranean passage led to an underground chamber.
    (Yeraltı geçidi, yeraltı odasına kadar gidiyordu.)

  7. The subterranean city was built by ancient civilizations.
    (Yeraltı şehri, antik medeniyetler tarafından inşa edilmişti.)

  8. The subterranean lake was filled with crystal clear water.
    (Yeraltı gölü kristal berraklığında su ile doluydu.)

  9. The subterranean tunnels provided a perfect hiding place for the rebels.
    (Yeraltı tünelleri, isyancılar için mükemmel bir saklanma yeriydi.)

  10. The subterranean passages were used by smugglers to transport illegal goods.
    (Yeraltı geçitleri, kaçakçıların yasa dışı malları taşımak için kullandığı yerlerdi.)

  11. The subterranean world is a fascinating and mysterious place.
    (Yeraltı dünyası büyüleyici ve gizemli bir yerdir.)

  12. The subterranean tunnels were dark and damp.
    (Yeraltı tünelleri karanlık ve nemliydi.)

  13. The subterranean cave was filled with stalactites and stalagmites.
    (Yeraltı mağarası, dikit ve dikilitlerle doluydu.)

  14. The subterranean river flowed through the limestone caverns.
    (Yeraltı nehrinin akışı, kalker mağaralarından geçiyordu.)

  15. The subterranean network of tunnels was used to transport goods during the war.
    (Yeraltı tünellerinin ağı, savaş sırasında malların taşınması için kullanıldı.)

  16. The subterranean passages were the only way to reach the hidden temple.
    (Yeraltı geçitleri, gizli tapınağa ulaşmanın tek yoluydu.)

  17. The subterranean world is teeming with life, despite the darkness.
    (Yeraltı dünyası, karanlığa rağmen hayatla doludur.)

  18. The subterranean tunnels were dug by hand, using only simple tools.
    (Yeraltı tünelleri, sadece

basit araçlar kullanılarak el ile kazıldı.)

  1. The subterranean chambers were adorned with intricate carvings and statues.
    (Yeraltı odaları, karmaşık oymalar ve heykellerle süslenmişti.)

  2. The subterranean world is a hidden treasure waiting to be explored.
    (Yeraltı dünyası, keşfedilmeyi bekleyen gizli bir hazinedir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.