Suave İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Suave İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Suave İle İlgili Cümleler

Suave, İngilizce bir kelime olup “zarif, şık ve hoş görünümlü” anlamına gelir.

  1. He always dresses suave for important meetings. (O her zaman önemli toplantılar için şık giyinir.)
  2. The suave manners of the prince impressed everyone. (Prensin zarif davranışları herkesi etkiledi.)
  3. Her suave voice is perfect for radio broadcasting. (Onun hoş sesi radyo yayınları için mükemmel.)
  4. The suave atmosphere of the restaurant makes it a great place for a romantic dinner. (Restoranın hoş atmosferi romantik bir akşam yemeği için harika bir yer yapar.)
  5. The actor’s suave performance earned him a lot of critical acclaim. (Aktörün zarif performansı ona çok sayıda eleştirel övgü kazandırdı.)
  6. The suave design of the new car caught everyone’s attention. (Yeni aracın şık tasarımı herkesin dikkatini çekti.)
  7. His suave demeanor makes him a popular guest at parties. (Onun zarif tavırları onu partilerde popüler bir konuk yapar.)
  8. The suave scent of the perfume lingers long after it’s been sprayed. (Parfümün hoş kokusu sıktıktan sonra uzun süre kalır.)
  9. Her suave moves on the dance floor made her the star of the night. (Dans pistindeki zarif hareketleri onu gecenin yıldızı yaptı.)
  10. The suave lighting in the room creates a relaxing ambience. (Odanın zarif aydınlatması rahatlatıcı bir atmosfer yaratır.)
  11. His suave wit and charm make him the perfect host for any event. (Onun zekası ve çekiciliği herhangi bir etkinliğin mükemmel ev sahibi yapar.)
  12. The suave black leather jacket he wore was the envy of everyone in the room. (Giymiş olduğu siyah deri ceket herkesin kıskanacağı kadar zarifti.)
  13. The suave lines of the sports car are a work of art. (Spor aracın zarif hatları bir sanat eseridir.)
  14. Her suave makeup highlighted her natural beauty. (Onun zarif makyajı doğal güzelliğini vurguladı.)
  15. The suave baritone voice of the singer filled the concert hall. (Şarkıcının zarif bariton sesi konser salonunu doldurdu.)
  16. His suave smile put everyone at ease. (Onun zarif gülümsemesi herkesi rahatlattı.)
  17. The suave style of the hotel’s interior design creates a luxurious feel. (Otelin iç tasarımının zarif tarzı lüks bir his yaratır.)
  18. Her suave handling of the situation prevented any further conflict. (Durumu zarif bir şekilde yönetmesi herhangi bir çatışmanın önüne geçti.)
  19. The suave performance of the orchestra earned a standing ovation. (Orkestranın zarif performans

ı alkışlarla ödüllendirildi.)
20. The suave colors of the sunset were breathtaking. (Günbatımının zarif renkleri nefes kesiciydi.)

Türkçe karşılıkları:

1. Önemli toplantılar için şık giyinmek.
2. Prens’in zarif davranışları herkesi etkiledi.
3. Onun hoş sesi radyo yayınları için mükemmel.
4. Restoranın hoş atmosferi romantik bir akşam yemeği için harika bir yer yapar.
5. Aktörün zarif performansı ona çok sayıda eleştirel övgü kazandırdı.
6. Yeni aracın şık tasarımı herkesin dikkatini çekti.
7. Onun zarif tavırları onu partilerde popüler bir konuk yapar.
8. Parfümün hoş kokusu sıktıktan sonra uzun süre kalır.
9. Dans pistindeki zarif hareketleri onu gecenin yıldızı yaptı.
10. Odanın zarif aydınlatması rahatlatıcı bir atmosfer yaratır.
11. Onun zekası ve çekiciliği herhangi bir etkinliğin mükemmel ev sahibi yapar.
12. Giymiş olduğu siyah deri ceket herkesin kıskanacağı kadar zarifti.
13. Spor aracın zarif hatları bir sanat eseridir.
14. Onun zarif makyajı doğal güzelliğini vurguladı.
15. Şarkıcının zarif bariton sesi konser salonunu doldurdu.
16. Onun zarif gülümsemesi herkesi rahatlattı.
17. Otelin iç tasarımının zarif tarzı lüks bir his yaratır.
18. Durumu zarif bir şekilde yönetmesi herhangi bir çatışmanın önüne geçti.
19. Orkestranın zarif performansı alkışlarla ödüllendirildi.
20. Günbatımının zarif renkleri nefes kesiciydi.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.