Stylish İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stylish İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stylish

Stylish, Türkçe karşılığı “şık” olan bir İngilizce kelime. Bir şeyin görünümüne veya tasarımına atıfta bulunarak kullanılır. Aşağıda, “stylish” kelimesinin İngilizce cümle içinde kullanımına örnekler verilmiştir:

  1. She always looks so stylish in her designer clothes. (O her zaman tasarımcı kıyafetleriyle çok şık görünüyor.)
  2. The hotel lobby was stylishly decorated with modern art. (Otel lobisi modern sanat eserleriyle şık bir şekilde dekore edilmişti.)
  3. He drives a stylish sports car that turns heads wherever he goes. (Her gittiği yerde dikkatleri üzerine çeken şık bir spor arabayla seyahat ediyor.)
  4. She accessorized her outfit with a stylish hat and matching handbag. (Kıyafetini şık bir şapka ve uyumlu bir el çantasıyla tamamladı.)
  5. The interior of the restaurant was very stylish, with dim lighting and elegant furniture. (Restoranın iç mekanı çok şıktı, loş aydınlatma ve şık mobilyalarla dekore edilmişti.)
  6. He always wears stylish sunglasses, even on cloudy days. (O her zaman şık güneş gözlükleri takar, hatta bulutlu günlerde bile.)
  7. The new smartphone has a sleek and stylish design that appeals to many people. (Yeni akıllı telefon, birçok insanın ilgisini çeken şık ve zarif bir tasarıma sahip.)
  8. She has a stylish haircut that flatters her face shape. (Yüz şeklini güzelleştiren şık bir saç kesimi var.)
  9. The fashionable young couple walked down the street in their stylish outfits. (Moda olan genç çift, şık kıyafetleriyle caddede yürüdü.)
  10. The party decorations were stylish and modern, with metallic accents and geometric patterns. (Parti dekorasyonları şık ve moderndi, metalik ayrıntılar ve geometrik desenlerle süslenmişti.)
  11. She always keeps her home stylish and up-to-date with the latest interior design trends. (O, her zaman evini son iç tasarım trendleriyle şık ve güncel tutar.)
  12. The stylish actress walked the red carpet in a stunning gown. (Şık oyuncu göz kamaştıran bir elbiseyle kırmızı halıda yürüdü.)
  13. He has a stylish wristwatch that complements his business attire. (İş kıyafetlerine uyum sağlayan şık bir bilek saati var.)
  14. The boutique sells stylish and unique clothing items that can’t be found anywhere else. (Butik, başka hiçbir yerde bulunamayan şık ve benzersiz giyim ürünleri satıyor.)
  15. The interior designer created a stylish and functional workspace for the client. (İç mimar, müşteri için şık ve işlevsel bir çalışma alanı oluşturdu.)
  16. The hotel’s rooftop bar has a stylish and trendy atmosphere, with panoramic views

of the city. (Otelin çatı katı barı, şehrin panoramik manzarası eşliğinde şık ve trend bir atmosfere sahip.)
17. She wore a stylish trench coat that kept her warm and dry in the rain. (Yağmurda sıcak ve kuru kalmayı sağlayan şık bir trençkot giydi.)

  1. The magazine features stylish and sophisticated fashion spreads. (Dergi, şık ve sofistike moda çekimlerine yer veriyor.)
  2. He decorated his office with stylish and modern furniture that reflects his taste. (Kendine özgü zevkini yansıtan şık ve modern mobilyalarla ofisini dekore etti.)
  3. The art gallery showcased a collection of stylish and contemporary pieces. (Sanat galerisi, şık ve çağdaş parçalardan oluşan bir koleksiyon sergiledi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.