Strung Out İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Strung Out İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Strung Out Nedir?

Strung out, bir kişinin aşırı yorgun, bitkin veya uyuşturucu/alkol kullanımının etkisi altında olması durumunu ifade eder.

Örnek Cümleler:

  1. I found him strung out in the bathroom. (Onu banyoda uyuşturucu etkisi altında buldum.)
  2. She looked strung out and exhausted after the all-nighter. (Tüm gece uyumadıktan sonra, yorgun ve bitkin görünüyordu.)
  3. He has been strung out on opioids for years. (Yıllardır opioidlere bağımlı.)
  4. She’s strung out on alcohol and needs help. (Alkole bağımlı ve yardıma ihtiyacı var.)
  5. He’s been strung out since his wife passed away. (Eşi öldüğünden beri, uyuşturucu bağımlısı.)
  6. She’s so strung out on work that she never takes a break. (İşten o kadar yorulmuş ki, hiç ara vermiyor.)
  7. He was strung out on cocaine and couldn’t function. (Kokaine bağımlıydı ve işlev göremiyordu.)
  8. I’m worried about my brother; he’s been strung out for months. (Kardeşim hakkında endişeliyim; aylardır uyuşturucuya bağımlı.)
  9. The singer looked strung out and worn out on stage. (Şarkıcı sahnede bitkin ve yorgun görünüyordu.)
  10. He’s so strung out on his addiction that he can’t see how much he’s hurting his loved ones. (Bağımlılığına o kadar kapılmış ki, sevdiklerini ne kadar incittiğini göremiyor.)
  11. She’s been strung out on heroin since her teens. (On yaşından beri eroin bağımlısı.)
  12. I didn’t recognize him; he was strung out and looked like a completely different person. (Onu tanımadım; uyuşturucu etkisi altında ve tamamen farklı biri görünüyordu.)
  13. He’s so strung out that he can’t even hold down a job. (Bağımlılığından dolayı iş bile tutamıyor.)
  14. She’s strung out and needs to go to rehab. (Uyuşturucu etkisi altında ve

    rehabe gitmesi gerekiyor.)

  15. He’s been strung out on meth for years and it’s taken a toll on his health. (Yıllardır metamfetamine bağımlısı ve sağlığına zarar verdi.)
  16. She’s been strung out on prescription drugs since her injury. (Yaralanmasından beri reçeteli ilaçlara bağımlı.)
  17. He’s so strung out that he’s lost touch with reality. (Bağımlılığından dolayı gerçeklikle bağlantısını kaybetti.)
  18. She’s strung out and needs to take a break from everything. (Uyuşturucu etkisi altında ve her şeyden bir ara vermeli.)
  19. He’s been strung out on alcohol and it’s affecting his relationships. (Alkole bağımlı ve ilişkilerine zarar veriyor.)
  20. She’s so strung out on anxiety that she can’t leave the house. (Anksiyeteye o kadar kapılmış ki, evden çıkamıyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.