Stroll İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stroll İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stroll

Stroll, Türkçe anlamı ile gezinmek, rahat bir şekilde yürümek anlamına gelir.

1. I love to take a leisurely stroll in the park on a sunny day. (Güneşli bir günde parkta rahat bir şekilde yürümeyi seviyorum.)
2. She strolled along the beach, enjoying the sound of the waves. (Dalgaların sesini dinleyerek plajda yürüdü.)
3. We decided to take a stroll around the city to explore its beauty. (Şehri keşfetmek için şehirde gezinmeye karar verdik.)
4. The couple strolled hand in hand through the park, lost in conversation. (Çift, parkta el ele gezerek sohbete dalmıştı.)
5. After dinner, they took a romantic stroll under the stars. (Akşam yemeğinden sonra, yıldızlar altında romantik bir şekilde yürüdüler.)
6. She likes to stroll through the art gallery on the weekends. (Hafta sonları sanat galerisinde dolaşmaktan hoşlanır.)
7. The old man strolled slowly down the street with his cane. (Yaşlı adam bastonu ile sokağı yavaşça dolaştı.)
8. They strolled through the market, admiring the colorful fruits and vegetables. (Renkli meyve ve sebzeleri hayranlıkla izleyerek pazarda gezdiler.)
9. The children strolled through the park, chasing after the butterflies. (Çocuklar kelebeklerin peşinden koşarak parkta gezindiler.)
10. She took a stroll through the forest, enjoying the fresh air and the beauty of nature. (Doğanın güzelliğinin tadını çıkararak ormanda gezindi.)
11. They strolled around the historic district, taking in the old buildings and architecture. (Tarihi bölgede gezip eski binaları ve mimariyi izlediler.)
12. The group strolled through the museum, admiring the works of art. (Grup, sanat eserlerini hayranlıkla izleyerek müzeyi gezdi.)
13. He strolled down the aisle with his bride on his arm. (Gelinini kolunda tutarak koridorda gezindi.)
14. They strolled along the riverbank, enjoying the peacefulness of the scenery. (Nehir kıyısında yürüyerek manzaranın huzurunu yaşadılar.)
15. She strolled through the bookstore, browsing through the shelves. (Kitapçıda raflarda gezinerek kitapları inceledi.)
16. They strolled through the park, stopping to feed the ducks in the pond. (Parkta gezinirken göldeki ördekleri beslemek için durdular.)
17. He strolled through the city at night, admiring the lights and the skyline. (Gece şehirde gezip ışıkları ve manzarayı izledi.)
18. They strolled through the vineyard, tasting the different wines. (Şarap tadarak bağda gezindiler.)
19. The family strolled through the zoo, admiring the different animals. (Aile farklı hayvanları hayranlıkla izleyerek hayvanat

bahçesinde gezindi.)
20. She likes to stroll through the neighborhood, greeting her neighbors along the way. (Komşularını selamlayarak mahallede gezinmeyi sever.)