Strength İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Strength
Türkçe Anlamı: Güç, kuvvet, dayanıklılık, direnç
- Strength is important for athletes. (Güç sporcular için önemlidir.)
- My friend has amazing strength and can lift heavy weights. (Arkadaşım inanılmaz bir güce sahip ve ağır ağırlıkları kaldırabilir.)
- You need mental strength to overcome difficult situations. (Zor durumların üstesinden gelmek için zihinsel güce ihtiyacın var.)
- The bridge was designed to withstand the strength of strong winds. (Köprü, güçlü rüzgarların gücüne dayanacak şekilde tasarlandı.)
- A person’s physical strength can decline as they age. (Bir kişinin fiziksel gücü yaşlandıkça azalabilir.)
- The strength of the rope was tested before it was used to lift the heavy equipment. (Ağır ekipmanı kaldırmak için kullanılmadan önce halatın dayanıklılığı test edildi.)
- She showed great strength in the face of adversity. (Zorluklar karşısında büyük bir güç gösterdi.)
- The strength of the storm damaged many buildings. (Fırtınanın gücü birçok binayı hasarlı hale getirdi.)
- His mental strength helped him get through the tough times. (Zor zamanların üstesinden gelmesine yardımcı olan zihinsel gücü vardı.)
- The strength of a team is measured by how well they work together. (Bir takımın gücü, birlikte ne kadar iyi çalıştıklarına göre ölçülür.)
- The strength of a material can be tested through various methods. (Bir malzemenin gücü çeşitli yöntemlerle test edilebilir.)
- He was known for his physical strength and endurance. (Fiziksel gücü ve dayanıklılığıyla tanınıyordu.)
- The strength of a relationship can be tested by how well the couple communicates. (Bir ilişkinin gücü, çiftin ne kadar iyi iletişim kurduklarına göre test edilebilir.)
- The strength of a company can be measured by its financial stability. (Bir şirketin gücü, finansal istikrarına göre ölçülebilir.)
- She gained strength through her daily exercise routine. (Günlük egzers
- The strength of an argument can be determined by the evidence presented. (Bir argümanın gücü, sunulan kanıtlara göre belirlenebilir.)
- The strength of a community can be seen in how it supports its members in times of need. (Bir topluluğun gücü, ihtiyaç durumlarında üyelerine nasıl destek olduğuna bakarak anlaşılabilir.)
- The boxer’s punching strength was impressive. (Bokserin yumruk gücü etkileyiciydi.)
- The strength of a password can determine how secure an online account is. (Bir şifrenin gücü, çevrimiçi bir hesabın ne kadar güvenli olduğunu belirleyebilir.)
- He had the strength of character to stand up for what he believed in. (İnandığı şeyler için dik duracak karakter gücüne sahipti.)
Hemen Yorum Yaz