
Lagoon İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Lagoon Nedir?
Lagoon, Türkçe karşılığı lagün olan, denizle kara arasında kalan, genellikle sığ, kıyı gölleri şeklindeki su alanlarına verilen isimdir.
Örnek Cümleler:
- The resort had a beautiful lagoon that guests could swim in. (Tatil köyü, konukların yüzebileceği güzel bir lagün sahipti.)
- The lagoon was home to a variety of fish and other marine life. (Lagün, çeşitli balıklar ve diğer deniz yaşamına ev sahipliği yapıyordu.)
- The lagoon was surrounded by lush vegetation. (Lagün, üstü örtülmüş yeşil bitki örtüsü ile çevriliydi.)
- We kayaked through the lagoon and saw many different types of birds. (Lagünün içinden kano gezisi yaparak, birçok farklı kuş türü gördük.)
- The lagoon was crystal clear and perfect for snorkeling. (Lagün kristal gibi berraktı ve şnorkelle dalış yapmak için mükemmeldi.)
- The lagoon was a popular spot for tourists to take photographs. (Lagün, turistlerin fotoğraf çekmek için sıkça tercih ettikleri bir yerdi.)
- The lagoon was formed when a sandbar blocked the entrance to the ocean. (Lagün, bir kum setinin okyanus girişini engellediği zaman oluştu.)
- The lagoon was a peaceful oasis in the middle of the bustling city. (Lagün, hareketli şehir ortasında huzurlu bir vaha gibiydi.)
- The lagoon was used as a breeding ground for sea turtles. (Lagün, deniz kaplumbağalarının üreme alanı olarak kullanılıyordu.)
- We watched the sun set over the lagoon, and it was a breathtaking sight. (Lagün üzerinde batan güneşi izledik ve nefes kesici bir manzaraydı.)
- The lagoon was famous for its bioluminescent plankton. (Lagün, biyoluminesan planktonlarıyla ünlüydü.)
- The lagoon was teeming with life, from tiny shrimp to large sea creatures. (Lagün, küçük karideslerden büyük deniz yaratıklarına kadar canlılıkla doluydu.)
- The lagoon was shallow enough for children to play in safely. (Lagün, çocukların güvenli bir şekilde oynayabileceği kadar sığdı.)
- The lagoon was a popular spot for fishing enthusiasts. (Lagün, balık tutma tutkunları için popüler bir yerdi.)
- The lagoon was surrounded by towering cliffs on one side. (Lagün, bir tarafında yükselen uçurumlarla çevriliydi.)
- The lagoon was so clear that we could see all the way to the bottom. (Lagün o kadar berraktı ki, dibini bile görebiliyorduk.)
- The lagoon was an important source of livelihood for the local community
- The lagoon was a popular spot for kayaking and stand-up paddleboarding. (Lagün, kano ve sup yapmak için popüler bir yerdi.)
- The lagoon was the perfect place to relax and unwind. (Lagün, dinlenmek ve rahatlamak için mükemmel bir yerdi.)
- The lagoon was affected by the nearby construction, which polluted the water. (Lagün, yakındaki inşaat çalışmalarından etkilendi ve suyu kirletildi.)
Türkçe Karşılıklar:
- Tatil köyü, konukların yüzebileceği güzel bir lagün sahipti.
- Lagün, çeşitli balıklar ve diğer deniz yaşamına ev sahipliği yapıyordu.
- Lagün, üstü örtülmüş yeşil bitki örtüsü ile çevriliydi.
- Lagünün içinden kano gezisi yaparak, birçok farklı kuş türü gördük.
- Lagün kristal gibi berraktı ve şnorkelle dalış yapmak için mükemmeldi.
- Lagün, turistlerin fotoğraf çekmek için sıkça tercih ettikleri bir yerdi.
- Lagün, bir kum setinin okyanus girişini engellediği zaman oluştu.
- Lagün, hareketli şehir ortasında huzurlu bir vaha gibiydi.
- Lagün, deniz kaplumbağalarının üreme alanı olarak kullanılıyordu.
- Lagün üzerinde batan güneşi izledik ve nefes kesici bir manzaraydı.
- Lagün, biyoluminesan planktonlarıyla ünlüydü.
- Lagün, küçük karideslerden büyük deniz yaratıklarına kadar canlılıkla doluydu.
- Lagün, çocukların güvenli bir şekilde oynayabileceği kadar sığdı.
- Lagün, balık tutma tutkunları için popüler bir yerdi.
- Lagün, bir tarafında yükselen uçurumlarla çevriliydi.
- Lagün o kadar berraktı ki, dibini bile görebiliyorduk.
- Lagün, yerel topluluk için önemli bir geçim kaynağıydı.
- Lagün, kano ve sup yapmak için popüler bir yerdi.
- Lagün, dinlenmek ve rahatlamak için mükemmel bir yerdi.
- Yakındaki inşaat çalışmalarından etkilendi ve suyu kirletildi.
Hemen Yorum Yaz