Straw İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Straw İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Straw

Straw, Türkçe’de “hasır” ya da “saman” anlamına gelir. Aşağıda, straw kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle bulabilirsiniz:

  1. I bought a straw hat for my beach vacation.
    (Tatilim için hasır şapka satın aldım.)

  2. The farmer used a straw to measure the depth of the water.
    (Çiftçi, suyun derinliğini ölçmek için bir hasır kullanmıştı.)

  3. The baby was sucking on a straw.
    (Bebek bir pipet çubuğu emiyordu.)

  4. We slept on straw beds in the rustic cabin.
    (Köy evinde hasır yataklarda uyuduk.)

  5. The scarecrow was stuffed with straw.
    (Korkuluk hasır ile doldurulmuştu.)

  6. The horses ate from bales of straw.
    (Atlar hasır balyalarından yediler.)

  7. She sipped her drink through a straw.
    (O, içeceğini bir pipetle yudumluyordu.)

  8. The carnival vendor sold cotton candy on a straw stick.
    (Sirk satıcısı pamuk şekerini bir hasır sopada sattı.)

  9. The cat was playing with a piece of straw.
    (Kedi bir hasır parçasıyla oynuyordu.)

  10. The little girl braided a crown of straw for her doll.
    (Küçük kız oyuncak bebek için hasır tacı ördü.)

  11. The roof of the cottage was made of straw.
    (Köy evinin çatısı hasırdan yapılmıştı.)

  12. He stirred his drink with a straw.
    (O içeceğini bir pipetle karıştırdı.)

  13. The cat lay on a bed of straw in the barn.
    (Kedi ahırda hasır yatağın üzerinde yattı.)

  14. The children made animals out of straw at the craft fair.
    (Çocuklar el sanatları fuarında hasırdan hayvanlar yaptılar.)

  15. The hat maker wove a straw hat using a traditional method.
    (Şapka yapımcısı geleneksel bir yöntem kullanarak hasır şapka dokudu.)

  16. The peasant tied his horse to a fence post with a piece of straw.
    (Köylü atını bir hasır parçasıyla çit direğine bağladı.)

  17. The guests sat on straw bales during the outdoor wedding ceremony.
    (Misafirler açık hava düğün töreninde hasır balyaların üzerine oturdular.)

  18. The bartender put a straw in my cocktail.
    (Barmen kokteylimin içine bir pipet koydu.)

  19. The old woman wove baskets from straw.
    (Yaşlı kadın hasırdan sepetler ördü.)

  20. The haystack was so big it reached the top of the barn roof.
    (Saman yığını o kadar büyüktü ki ahırın çatısına kadar ulaştı.)

  1. The artist used straw as a medium to create a unique sculpture.
    (Sanatçı, benzersiz bir heykel oluşturmak için hasırı bir araç olarak kullandı.)

  2. The construction workers used straw to make the walls of the mud house.
    (Yapı işçileri çamur evin duvarlarını hasır kullanarak yaptılar.)

  3. The farmer fed the cows with fresh straw.
    (Çiftçi, ineklere taze hasır yedirdi.)

  4. The maid swept the floor with a straw broom.
    (Hizmetçi, hasır bir süpürge ile zemini süpürdü.)

  5. The man wore a straw hat to protect himself from the sun.
    (Adam güneşten korunmak için hasır şapka giydi.)

  6. The beekeeper used straw hives to keep his bees.
    (Balıkçı, arılarını korumak için hasır kovanlar kullandı.)

  7. The bride carried a bouquet of flowers wrapped in straw.
    (Gelin, hasır ile sarılmış çiçek demeti taşıdı.)

  8. The children played with straw dolls that they made themselves.
    (Çocuklar kendileri yaptıkları hasır bebeklerle oynadılar.)

  9. The environmentalist campaigned for the use of biodegradable straw.
    (Çevreci, biyolojik olarak parçalanabilen hasırın kullanımı için kampanya yaptı.)

  10. The artist painted a still life with a vase of straw flowers.
    (Sanatçı, hasır çiçekli bir vazo ile natürmort resmi yaptı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.