Straight-Laced İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Straight-Laced İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Straight-Laced Nedir?

Straight-laced, sıkı, katı kurallara uyan, kuralcı bir kişiyi veya davranışı ifade eder.

Örnek Cümleler:

  1. She’s so straight-laced, she won’t even let me play music after 9 pm.

    (O kadar kuralcı ki, bile 9’dan sonra müzik dinletmiyor.)

  2. The company has a straight-laced dress code policy for employees.

    (Şirket, çalışanlar için sıkı bir kılık kıyafet politikası uygular.)

  3. He’s very straight-laced when it comes to drinking.

    (İçki içmek konusunda çok katı kuralları var.)

  4. The school principal is known for being straight-laced and strict with students.

    (Okul müdürü, öğrencilere karşı sıkı ve katı olduğuyla tanınır.)

  5. My parents are straight-laced, so I can’t stay out late.

    (Ailem çok kuralcı, bu yüzden geç saatlere kadar dışarıda kalamıyorum.)

  6. The movie was too violent for my straight-laced aunt.

    (Film, benim katı teyzem için çok şiddet içeriyordu.)

  7. She doesn’t like his straight-laced attitude towards life.

    (O, onun hayata karşı katı tavrını sevmiyor.)

  8. The strict dress code made the party feel very straight-laced.

    (Katı kılık kıyafet kuralları, partiye katılımı çok sıkılaştırdı.)

  9. He’s straight-laced when it comes to his work, and never misses a deadline.

    (İşine geldiğinde çok kurallı ve asla bir teslim tarihini kaçırmaz.)

  10. The straight-laced atmosphere of the church made her uncomfortable.

    (Kilisenin katı atmosferi, onu rahatsız etti.)

  11. Her straight-laced parents wouldn’t let her go to the party.

    (Onun katı ebeveynleri, partiye gitmesine izin vermediler.)

  12. He’s so straight-laced that he won’t even try new foods.

    (O kadar kurallı ki, yeni yemekler bile denemiyor.)

  13. She finds his straight-laced personality boring.

    (Onun katı kişiliğini sıkıcı buluyor.)

  14. The school’s straight-laced rules include no cell phones during class.

    (Okulun katı kuralları arasında derste cep telefonu kullanımının yasak olması yer alıyor.)

  15. He’s so straight-laced that he won’t even tell a white lie.

    (O kadar kurallı ki, bile küçük bir yalan söylemez.)

  16. Her straight-laced demeanor made it hard for people to approach her.

    (Onun katı tavırları, insanların ona yaklaşmasını zorlaştırdı.)

  17. The straight-laced nature of the event made it feel stuffy and uptight.

    (Etkinliğin katı yapısı, onu havasız ve gergin kıldı.)

  18. The straight-laced coach made the team practice for hours every day.

    (Katı antrenör, takımı her gün saatlerce antrenman yapmaya zorladı.)

  19. The straight-laced teacher doesn’t allow any talking during tests.

    (Katı öğretmen, sınav sırasında hiçbir konuşmaya izin vermez.)

  20. The straight-laced society had strict rules about dating and marriage.

    (Katı toplum, flört ve evlilik konusunda sıkı kurallara sahipti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.