Label İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Label İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Label İle İlgili Cümleler

Label kelimesi “etiket” anlamına gelir. Ürünlerde, dosyalarda veya nesnelerde kullanılır. Ayrıca, bir kişi veya şeyin tanımlanması veya sınıflandırılması için de kullanılabilir.

Örnek Cümleler:

1. Please put a label on this package so that we know where it needs to be delivered. (Lütfen bu pakete bir etiket yapıştırın, böylece nereye teslim edilmesi gerektiğini bilelim.)

2. The designer created a label for the new product that showcased its unique features. (Tasarımcı, yeni ürün için özelliklerini sergileyen bir etiket oluşturdu.)

3. The label on the medicine bottle warns that it may cause drowsiness. (İlaç şişesindeki etiket, uykulu hissettirebileceğini uyarır.)

4. I like to label my files so that I can easily find what I need. (Dosyalarımı etiketlemeyi severim, böylece ihtiyacım olanı kolayca bulabilirim.)

5. She quickly labeled him as unreliable after he failed to show up for their meeting. (Toplantılarına gelmediği için onu hızlıca güvenilmez olarak etiketledi.)

6. The label on the shirt indicates that it can only be washed in cold water. (Gömleğin etiketi, sadece soğuk suyla yıkanabileceğini gösterir.)

7. The museum curator carefully labeled each artifact with its age and origin. (Müze küratörü, her eserin yaşını ve kökenini dikkatlice etiketledi.)

8. She put a label on the book to remind her when it was due back at the library. (Kütüphaneye geri dönüş tarihini hatırlatmak için kitaba bir etiket koydu.)

9. The label on the food package lists all of the ingredients and their nutritional information. (Yiyecek paketindeki etiket, tüm malzemeleri ve besin değerlerini listeler.)

10. He refused to be labeled as a failure just because he didn’t get the promotion. (Terfi alamadığı için başarısız olarak etiketlenmesini reddetti.)

11. The label on the wine bottle shows the vineyard where the grapes were grown. (Şarap şişesindeki etiket, üzümlerin yetiştirildiği bağları gösterir.)

12. The teacher labeled the students’ work with grades and comments. (Öğretmen öğrencilerin çalışmalarını notlar ve yorumlarla etiketledi.)

13. She was hesitant to label the situation as a crisis, but it was clear that they needed to act quickly. (Durumu bir kriz olarak etiketlemekte tereddüt etti, ancak hızlıca harekete geçmeleri gerektiği açıktı.)

14. The label on the map indicates the location of important landmarks. (Haritadaki etiket, önemli yapıların yerini gösterir.)

15. The company’s brand label is recognized all

over the world. (Şirketin marka etiketi tüm dünyada tanınır.)

16. She labeled the boxes with different colors to indicate their contents. (Kutulara içeriklerini belirtmek için farklı renklerde etiketler koydu.)

17. The label on the toy warns that it contains small parts and is not suitable for children under three. (Oyuncaktaki etiket, küçük parçalar içerdiğini ve üç yaşın altındaki çocuklar için uygun olmadığını uyarır.)

18. Some people refuse to be labeled by their gender or sexuality. (Bazı insanlar cinsiyetleri veya cinsel yönelimleri ile etiketlenmeyi reddederler.)

19. The label on the envelope shows the sender’s name and address. (Zarfın etiketi, gönderenin adı ve adresini gösterir.)

20. The new clothing line features a label with the company’s logo prominently displayed. (Yeni giyim serisi, şirketin logosunun göze çarpan şekilde yer aldığı bir etiket içeriyor.)

Overall, labels are important for identifying, organizing, and communicating information about various items, products, and people. They can help us keep track of things, understand their properties and characteristics, and make informed decisions.