Stop İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Türkçe Anlamı: Durdurmak, Kesmek
-
I asked the driver to stop the car.
(Türkçe karşılığı: Şoföre arabayı durdurmasını söyledim.) -
Please stop talking while I’m giving instructions.
(Türkçe karşılığı: Talimat verirken lütfen konuşmayı kes.) -
The teacher had to stop the student from cheating on the test.
(Türkçe karşılığı: Öğretmen, öğrencinin sınavda kopya çekmesini engellemek zorunda kaldı.) -
They had to stop the meeting because of a fire drill.
(Türkçe karşılığı: Yangın tatbikatı nedeniyle toplantıyı durdurmak zorunda kaldılar.) -
Stop eating junk food if you want to lose weight.
(Türkçe karşılığı: Kilo vermek istiyorsanız, abur cubur yemeyi kesin.) -
I need to stop by the bank before we go to the mall.
(Türkçe karşılığı: AVM’ye gitmeden önce bankaya uğramam gerekiyor.) -
The rain stopped just in time for the wedding ceremony.
(Türkçe karşılığı: Yağmur düğün töreni için tam zamanında durdu.) -
Stop! Don’t touch that! It’s hot!
(Türkçe karşılığı: Dur! Şuna dokunma! Sıcak!) -
He had to stop playing soccer because of his knee injury.
(Türkçe karşılığı: Diz sakatlığı nedeniyle futbol oynamayı bırakmak zorunda kaldı.) -
The police officer asked the car to stop at the checkpoint.
(Türkçe karşılığı: Polis memuru aracın kontrol noktasında durmasını istedi.) -
I had to stop reading the book because it was too scary.
(Türkçe karşılığı: Kitabı okumayı bırakmak zorunda kaldım çünkü çok korkunçtu.) -
Please stop the music! It’s giving me a headache.
(Türkçe karşılığı: Lütfen müziği kesin! Başım ağrıyor.) -
The train stopped at the station for a few minutes.
(Türkçe karşılığı: Tren istasyonda birkaç dakika durdu.) -
The doctor told him to stop smoking if he wanted to improve his health.
(Türkçe karşılığı: Sağlığını düzeltmek istiyorsa doktor ona sigarayı bırakmasını söyledi.) -
Stop complaining and start doing something about it.
(Türkçe karşılığı: Şikayet etmeyi bırak ve bir şeyler yapmaya başla.) -
The police had to stop the traffic because of the accident.
(Türkç
ığı: Kaza nedeniyle trafik durdurulmak zorunda kaldı.)
-
I had to stop working on the project because of a family emergency.
(Türkçe karşılığı: Ailevi bir acil durum nedeniyle projede çalışmayı durdurmam gerekti.) -
The company had to stop production because of a shortage of raw materials.
(Türkçe karşılığı: Şirket, hammaddedeki kıtlık nedeniyle üretimi durdurmak zorunda kaldı.) -
Stop being so lazy and get some work done!
(Türkçe karşılığı: Bu kadar tembel olmayı bırak ve biraz iş yap!) -
The train stopped abruptly when it hit a fallen tree on the tracks.
(Türkçe karşılığı: Raylarda devrilmiş bir ağaca çarptığında tren aniden durdu.)
Hemen Yorum Yaz