Stop İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stop İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Türkçe Anlamı: Durdurmak, Kesmek

  1. I asked the driver to stop the car.
    (Türkçe karşılığı: Şoföre arabayı durdurmasını söyledim.)

  2. Please stop talking while I’m giving instructions.
    (Türkçe karşılığı: Talimat verirken lütfen konuşmayı kes.)

  3. The teacher had to stop the student from cheating on the test.
    (Türkçe karşılığı: Öğretmen, öğrencinin sınavda kopya çekmesini engellemek zorunda kaldı.)

  4. They had to stop the meeting because of a fire drill.
    (Türkçe karşılığı: Yangın tatbikatı nedeniyle toplantıyı durdurmak zorunda kaldılar.)

  5. Stop eating junk food if you want to lose weight.
    (Türkçe karşılığı: Kilo vermek istiyorsanız, abur cubur yemeyi kesin.)

  6. I need to stop by the bank before we go to the mall.
    (Türkçe karşılığı: AVM’ye gitmeden önce bankaya uğramam gerekiyor.)

  7. The rain stopped just in time for the wedding ceremony.
    (Türkçe karşılığı: Yağmur düğün töreni için tam zamanında durdu.)

  8. Stop! Don’t touch that! It’s hot!
    (Türkçe karşılığı: Dur! Şuna dokunma! Sıcak!)

  9. He had to stop playing soccer because of his knee injury.
    (Türkçe karşılığı: Diz sakatlığı nedeniyle futbol oynamayı bırakmak zorunda kaldı.)

  10. The police officer asked the car to stop at the checkpoint.
    (Türkçe karşılığı: Polis memuru aracın kontrol noktasında durmasını istedi.)

  11. I had to stop reading the book because it was too scary.
    (Türkçe karşılığı: Kitabı okumayı bırakmak zorunda kaldım çünkü çok korkunçtu.)

  12. Please stop the music! It’s giving me a headache.
    (Türkçe karşılığı: Lütfen müziği kesin! Başım ağrıyor.)

  13. The train stopped at the station for a few minutes.
    (Türkçe karşılığı: Tren istasyonda birkaç dakika durdu.)

  14. The doctor told him to stop smoking if he wanted to improve his health.
    (Türkçe karşılığı: Sağlığını düzeltmek istiyorsa doktor ona sigarayı bırakmasını söyledi.)

  15. Stop complaining and start doing something about it.
    (Türkçe karşılığı: Şikayet etmeyi bırak ve bir şeyler yapmaya başla.)

  16. The police had to stop the traffic because of the accident.
    (Türkç

ığı: Kaza nedeniyle trafik durdurulmak zorunda kaldı.)

  1. I had to stop working on the project because of a family emergency.
    (Türkçe karşılığı: Ailevi bir acil durum nedeniyle projede çalışmayı durdurmam gerekti.)

  2. The company had to stop production because of a shortage of raw materials.
    (Türkçe karşılığı: Şirket, hammaddedeki kıtlık nedeniyle üretimi durdurmak zorunda kaldı.)

  3. Stop being so lazy and get some work done!
    (Türkçe karşılığı: Bu kadar tembel olmayı bırak ve biraz iş yap!)

  4. The train stopped abruptly when it hit a fallen tree on the tracks.
    (Türkçe karşılığı: Raylarda devrilmiş bir ağaca çarptığında tren aniden durdu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.