Knobbly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Knobbly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Knobbly Nedir?

Knobbly İngilizce bir sıfattır ve Türkçe karşılığı “topaklı” ya da “düzensiz şekilli” olarak çevrilebilir. Bir şeyin yüzeyinde topaklar ya da düzensiz şekiller olması durumunu ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. The knobbly potato was difficult to peel. (Topaklı patates soyulması zor oldu.)
  2. She wore a knobbly necklace made of stones. (Taşlardan yapılmış düzensiz şekilli bir kolye takmıştı.)
  3. The old tree had a knobbly trunk. (Eski ağacın gövdesi topaklıydı.)
  4. The knobbly road made the ride bumpy. (Düzensiz şekilli yol sürüşü sarsıntılı yaptı.)
  5. The knobbly roots of the tree were difficult to remove. (Ağacın topaklı kökleri çıkarmak zordu.)
  6. The knobbly surface of the rock provided a good grip for climbing. (Kayalığın topaklı yüzeyi tırmanmak için iyi bir tutunma sağladı.)
  7. The knobbly texture of the fabric gave it a unique look. (Kumaşın topaklı dokusu ona benzersiz bir görünüm verdi.)
  8. The knobbly shape of the vase made it difficult to clean. (Vazodaki düzensiz şekil temizlemesi zorlaştırdı.)
  9. He liked the knobbly handles on the old toolbox. (Eski araç gereç kutusundaki topaklı kulpları sevdi.)
  10. The knobbly growths on the tree were caused by a fungus. (Ağaçtaki topaklı çıkıntılar bir mantar tarafından oluşturuldu.)
  11. The knobbly knees on his jeans were fashionable. (Jeanlerdeki topaklı dizler moda idi.)
  12. The knobbly surface of the moon was visible through the telescope. (Teleskopla ayın topaklı yüzeyi görülebildi.)
  13. The knobbly wooden bench was uncomfortable to sit on. (Ahşap banktaki topaklar oturmaya rahatsızlık verdi.)
  14. The knobbly branches of the tree made it difficult to climb. (Ağacın topaklı dalları tırmanmayı zorlaştırdı.)
  15. The knobbly texture of the bread made it interesting to eat. (Ekmekteki topaklı dokusu onu yemek ilginç hale getirdi.)
  16. The knobbly surface of the wall was covered in ivy. (Duvarın topaklı yüzeyi sarmaşıklarla kaplıydı.)
  17. The knobbly rocks on the beach were fun to climb on. (Plajdaki topaklı kayalar üzerinde tırmanmak eğlenceliydi.)
  18. The knobbly roots of the plant were dug up and replanted. (Bitkinin topaklı kökleri kazıldı ve yeniden dikildi.)
  19. The knobbly texture of the pottery
  1. The knobbly texture of the pottery gave it a rustic feel. (Çömleklerdeki topaklı dokusu ona rustik bir his verdi.)
  2. The knobbly tires on the bike provided good traction on the dirt road. (Bisikletteki topaklı lastikler, toprak yolda iyi bir çekiş sağladı.)

Türkçe Karşılıklı Örnek Cümleler:

  1. Topaklı patates soyulması zor oldu. (The knobbly potato was difficult to peel.)
  2. Taşlardan yapılmış düzensiz şekilli bir kolye takmıştı. (She wore a knobbly necklace made of stones.)
  3. Eski ağacın gövdesi topaklıydı. (The old tree had a knobbly trunk.)
  4. Düzensiz şekilli yol sürüşü sarsıntılı yaptı. (The knobbly road made the ride bumpy.)
  5. Ağacın topaklı kökleri çıkarmak zordu. (The knobbly roots of the tree were difficult to remove.)
  6. Kayalığın topaklı yüzeyi tırmanmak için iyi bir tutunma sağladı. (The knobbly surface of the rock provided a good grip for climbing.)
  7. Kumaşın topaklı dokusu ona benzersiz bir görünüm verdi. (The knobbly texture of the fabric gave it a unique look.)
  8. Vazodaki düzensiz şekil temizlemesi zorlaştırdı. (The knobbly shape of the vase made it difficult to clean.)
  9. Eski araç gereç kutusundaki topaklı kulpları sevdi. (He liked the knobbly handles on the old toolbox.)
  10. Ağaçtaki topaklı çıkıntılar bir mantar tarafından oluşturuldu. (The knobbly growths on the tree were caused by a fungus.)
  11. Jeanlerdeki topaklı dizler moda idi. (The knobbly knees on his jeans were fashionable.)
  12. Teleskopla ayın topaklı yüzeyi görülebildi. (The knobbly surface of the moon was visible through the telescope.)
  13. Ahşap banktaki topaklar oturmaya rahatsızlık verdi. (The knobbly wooden bench was uncomfortable to sit on.)
  14. Ağacın topaklı dalları tırmanmayı zorlaştırdı. (The knobbly branches of the tree made it difficult to climb.)
  15. Ekmekteki topaklı dokusu onu yemek ilginç hale getirdi. (The knobbly texture of the bread made it interesting to eat.)
  16. Duvarın topaklı yüzeyi sarmaşıklarla kaplıydı. (The knobbly surface of the wall was covered in ivy.)
    17

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.