Knob İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Knob İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Knob

Knob, Türkçe’de “düğme” veya “tokmak” anlamına gelir. Birçok cihazda veya araçta kullanılan bir parçadır.

1. I turned the knob to adjust the volume. (Düğmeyi çevirerek sesi ayarladım.)
2. The knob on the door was loose. (Kapıdaki düğme gevşekti.)
3. She pushed the knob to open the drawer. (Çekmecenin açılması için düğmeye bastı.)
4. The knob on the radio was missing. (Radyodaki düğme kayıptı.)
5. He twisted the knob to adjust the temperature. (Sıcaklığı ayarlamak için düğmeyi çevirdi.)
6. The knob on the guitar was broken. (Gitardaki düğme kırılmıştı.)
7. I pulled the knob to turn on the lamp. (Lambayı açmak için düğmeye çektim.)
8. The knob on the stove was stuck. (Ocaktaki düğme takılı kalmıştı.)
9. She found a knob on the ground and picked it up. (Yerde bir düğme buldu ve aldı.)
10. I pressed the knob to activate the alarm. (Alarmı aktif etmek için düğmeye bastım.)
11. The knob on the faucet was hard to turn. (Musluktaki düğmeyi çevirmek zordu.)
12. He replaced the knob on the cabinet. (Dolaptaki düğmeyi değiştirdi.)
13. She used the knob to adjust the height of the chair. (Sandalyenin yüksekliğini ayarlamak için düğmeyi kullandı.)
14. The knob on the shower was broken off. (Duşun düğmesi kırılmıştı.)
15. I twisted the knob to lock the door. (Kapıyı kilitlemek için düğmeyi çevirdim.)
16. The knob on the machine was labeled “on/off”. (Makinadaki düğme “açık/kapalı” olarak etiketlenmişti.)
17. She accidentally broke the knob while cleaning the oven. (Fırını temizlerken yanlışlıkla düğmeyi kırdı.)
18. I used the knob to adjust the focus of the microscope. (Mikroskobun odaklamasını ayarlamak için düğmeyi kullandım.)
19. The knob on the car stereo was missing. (Araba stereo sistemindeki düğme kayıptı.)
20. He turned the knob to select a different channel. (Farklı bir kanal seçmek için düğmeyi çevirdi.)

21. The knob on the amplifier was turned all the way up. (Amplifikatördeki düğme tamamen açıktı.)
22. She accidentally bumped into the knob and turned off the light. (Düğmeye yanlışlıkla çarptı ve lambayı kapattı.)
23. I used the knob to adjust the brightness of the screen. (Ekranın parlaklığını ayarlamak için düğmeyi kullandım.)
24. The knob on the air conditioner was broken and wouldn’t turn. (Klimadaki düğme kırılmıştı ve çevrilmiyordu.)
25. He removed the old knob and replaced it with a new one. (Eski düğmeyi çıkardı ve yerine yeni bir tane taktı.)
26. The knob on the sewing machine was missing a screw. (Dikiş makinesindeki düğme bir vidayı kaybetmişti.)
27. I pulled the knob to open the window. (Pencereyi açmak için düğmeye çektim.)
28. The knob on the fan was stuck and wouldn’t turn on. (Fanın düğmesi takılı kalmıştı ve açılmıyordu.)
29. She adjusted the knob to change the speed of the mixer. (Mikserin hızını değiştirmek için düğmeyi ayarladı.)
30. The knob on the guitar amplifier was crackling. (Gitar amfilerindeki düğme çatırdayarak çalıyordu.)