Stomp İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stomp İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stomp İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı:

Stomp, ayaklarıyla güçlü bir şekilde yere basarak sert bir şekilde vurma anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. I saw the angry man stomp his foot on the ground. (Öfkeli adamın ayağını yere sertçe bastığını gördüm.)
2. The dancer used the stomp to emphasize the beat of the music. (Dansçı, müziğin ritmini vurgulamak için stomp kullanıyordu.)
3. He was so frustrated that he began to stomp around the room. (O kadar sinirlendi ki odayı stomplarla dolaşmaya başladı.)
4. The marching band’s stomp shook the ground beneath our feet. (Marş yürüyüşü yapan grubun stompları ayaklarımızın altındaki zemini salladı.)
5. She had to stomp on the bug to get it to stop moving. (Böceğin hareket etmesini durdurmak için onun üzerine stomplaması gerekti.)
6. The wrestler used a powerful stomp to knock his opponent down. (Güreşçi, rakibini yere indirmek için güçlü bir stomp kullandı.)
7. He tried to stomp out the fire with his foot. (Yangını ayağıyla söndürmeye çalıştı.)
8. The coach told the basketball players to stomp their feet on the court to intimidate their opponents. (Koç, basketbol oyuncularına rakiplerini yıldırmak için kortta ayaklarını stomplamalarını söyledi.)
9. The toddler had a tantrum and began to stomp his feet on the ground. (Küçük çocuk sinir krizi geçirdi ve ayağını yere stomplamaya başladı.)
10. She used a stomp to break the ice and create a path to walk on. (Buzları kırmak ve yürümek için bir yol açmak için stomp kullandı.)
11. The actor used a stomp to create a dramatic effect on stage. (Oyuncu, sahnede dramatik bir etki yaratmak için stomp kullandı.)
12. The football players stomped onto the field with determination. (Futbol oyuncuları kararlılıkla sahaya stomplarla girdi.)
13. He couldn’t contain his excitement and began to stomp his feet. (Heyecanını içinde tutamadı ve ayağını stomplamaya başladı.)
14. The construction workers used a stomp to break up the concrete. (İnşaat işçileri betonu parçalamak için stomp kullandı.)
15. The horse stomped its hoof in frustration. (At, sinirli bir şekilde toynağını stompladı.)
16. The protestors used a stomp to make their voices heard. (Protestocular, seslerini duyurmak için stomp kullandı.)
17. The toddler’s stomp was so strong that it caused the floor to vibrate. (Küçük çocuğun stom

17. The toddler’s stomp was so strong that it caused the floor to vibrate. (Küçük çocuğun stompları o kadar güçlüydü ki zemini titreştirdi.)
18. The soldiers stomped in unison during the parade. (Askerler geçitte aynı anda stompladılar.)
19. She used a stomp to crush the can. (Kutuyu ezmek için stomp kullandı.)
20. The audience stomped their feet in applause at the end of the performance. (İzleyiciler, performansın sonunda alkışlamak için ayaklarıyla stompladılar.)

Türkçe Karşılıkları:

– stomplamak
– müziğin ritmini vurgulamak için stomplama
– stomplarla dolaşmak
– zemini sallayan stomplar
– böceği stomplamak
– rakibi yere indirmek için stomplama
– yangını ayağıyla söndürmek için stomplama
– rakipleri yıldırmak için stomplamak
– sinir krizi geçirerek ayağını yere stomplamak
– buzları kırmak için stomplamak
– sahnede dramatik etki yaratmak için stomplamak
– kararlılıkla sahaya stomplamak
– heyecanını kontrol edemeyip ayağını stomplamak
– betonu parçalamak için stomplamak
– sinirli bir şekilde toynağını stomplamak
– seslerini duyurmak için stomplamak
– güçlü stompların zemini titreştirmesi
– geçitte aynı anda stomplamak
– kutuyu ezmek için stomplamak
– performansın sonunda alkışlamak için ayaklarıyla stomplamak