Stolid İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stolid İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stolid Nedir?

Stolid, duyarsız, hissiz, duygusuz, kayıtsız, tepkisiz anlamlarına gelen bir sıfattır. Bir olay karşısında duyarsız kalan, herhangi bir şeyden etkilenmeyen, içtenlikten yoksun bir tavır anlatır.

Örnek Cümleler:

1. Despite the shocking news, he remained stolid and didn’t show any emotion. (Şok edici haberlere rağmen, o duygusuz kaldı ve herhangi bir duygu göstermedi.)
2. The stolid expression on her face gave no indication of what she was thinking. (Yüzündeki duyarsız ifade ne düşündüğüne dair hiçbir işaret vermedi.)
3. He was stolid in the face of criticism and didn’t seem to care what others thought. (Eleştirilere karşı kayıtsız kaldı ve diğerlerinin ne düşündüğünü umursamadı.)
4. The stolid attitude of the soldier showed that he was used to danger. (Askerin duygusuz tavırları, tehlikelere alışkın olduğunu gösterdi.)
5. The stolid response from the audience made the comedian doubt his jokes. (İzleyicilerden gelen duyarsız tepki, komedyenin şakalarına güvenini sarsmıştı.)
6. The stolid behavior of the teacher made it hard for the students to connect with her. (Öğretmenin duygusuz davranışları, öğrencilerin onunla bağ kurmasını zorlaştırdı.)
7. The stolid performance of the team was disappointing to their fans. (Takımın duyarsız performansı, hayranlarını hayal kırıklığına uğrattı.)
8. Her stolid reaction to the breakup surprised her friends. (Ayrılıkla ilgili olarak gösterdiği duyarsız tepki arkadaşlarını şaşırttı.)
9. The stolid expression on his face made it hard to read his emotions. (Yüzündeki duygusuz ifade, duygularını okumayı zorlaştırdı.)
10. The stolid nature of the interviewee made it difficult for the interviewer to get a good story. (Mülakatta duyarsız davranışları, röportajcının iyi bir hikaye elde etmesini zorlaştırdı.)
11. The stolid personality of the boss made it hard for employees to approach him. (Patronun duyarsız kişiliği, çalışanların ona yaklaşmasını zorlaştırdı.)
12. His stolid reaction to the news of his promotion surprised his colleagues. (Terfi haberlerine verdiği duyarsız tepki, meslektaşlarını şaşırttı.)
13. The stolid demeanor of the suspect made it difficult for the police to interrogate him. (Şüphelinin duyarsız tutumu, polisin onu sorgulamasını zorlaştırdı.)
14. The stolid performance of the athlete was a disappointment to his coach. (

Atletin duygusuz performansı, antrenörünü hayal kırıklığına uğrattı.)
15. The stolid reaction of the audience to the movie showed that it wasn’t very engaging. (Filme izleyicilerin duyarsız tepkisi, filmin pek ilgi çekici olmadığını gösterdi.)

16. The stolid expression on his face made it seem like he didn’t care about the outcome. (Yüzündeki duyarsız ifade, sonuca aldırış etmediği gibi görünmesine neden oldu.)
17. The stolid response from the company spokesperson was frustrating for the journalists. (Şirket sözcüsünden gelen duygusuz cevap, gazetecileri hayal kırıklığına uğrattı.)
18. Her stolid personality made it hard for her to make friends. (Duyarsız kişiliği, arkadaş edinmesini zorlaştırdı.)
19. The stolid reaction of the child to his parents’ divorce was concerning. (Çocuğun ebeveynlerinin boşanmasına verdiği duyarsız tepki endişe vericiydi.)
20. The stolid demeanor of the judge made it difficult for the lawyers to read her ruling. (Yargıcın duyarsız tutumu, avukatların kararını okumasını zorlaştırdı.)