Knave İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Knave İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Knave Nedir?

Knave, İngilizce dilinde bir sıfat olarak “hilekar, sahtekar” anlamlarına gelir. Bu kelime sıklıkla olumsuz bir anlam taşır ve genellikle kötü niyetli bir kişiyi tanımlamak için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. He is a knave who always tries to take advantage of others. (O, her zaman diğer insanlardan faydalanmaya çalışan bir hilekar.)
  2. Don’t trust that knave, he’s known for his deceitful behavior. (O hilekardan sakının, sahtekar davranışları ile tanınır.)
  3. The knave tried to cheat his way to the top, but he was caught in the act. (Hilekar zirveye tırmanmak için hile yapmaya çalıştı, ama işin içinde yakalandı.)
  4. She suspected that the knave had stolen her money. (Hilekardan parasının çalındığını düşündü.)
  5. The knave was caught red-handed, trying to steal the valuable item. (Hilekar, değerli bir eşyayı çalmaya çalışırken kıskıvrak yakalandı.)
  6. You can’t trust that knave to keep his word. (O hilekardan sözünde durmasını bekleyemezsin.)
  7. The king knew that the knave was plotting against him. (Kral, hilekarın kendisine karşı komplo kurduğunu biliyordu.)
  8. The knave tried to cheat his way out of paying the bill, but the waiter caught him. (Hilekar faturayı ödemekten kurtulmak için hile yapmaya çalıştı, ama garson onu yakaladı.)
  9. He’s a knave who enjoys manipulating people for his own benefit. (O, kendi çıkarı için insanları manipüle etmeyi seven bir hilekar.)
  10. The knave’s lies eventually caught up with him and he was exposed. (Hilekarın yalanları sonunda kendisine yakıştı ve ortaya çıktı.)
  11. She realized too late that he was a knave who had been using her all along. (O, onu kullanmış olan bir hilekar olduğunu çok geç fark etti.)
  12. The knave pretended to be a friend, but he was really just using him for his own purposes. (Hilekar arkadaş gibi davrandı, ama aslında sadece kendi çıkarları için onu kullanıyordu.)
  13. The knave was skilled at manipulating others into doing what he wanted. (Hilekar, insanları istediği şeyi yapmaya ikna etmek konusunda yetenekliydi.)
  14. The knave’s schemes were finally exposed, and he was punished accordingly. (Hilekarın planları nihayet ortaya çıktı ve buna göre cezalandırıldı.)
  15. She couldn’t believe that she had been deceived by such a knave. (O kadar hilekara inanmış olmasına inanamadı.)
  16. The knave’s reputation preceded him, and nobody
  1. The knave’s reputation preceded him, and nobody trusted him. (Hilekarın ünü kendisinden önce gelmişti ve kimse ona güvenmiyordu.)
  2. He was caught in a web of lies spun by the knave. (O, hilekarın ördüğü yalanlar ağına düştü.)
  3. The knave’s true colors were revealed when he tried to cheat his own family. (Hilekarın gerçek yüzü, kendi ailesini dolandırmaya çalışırken ortaya çıktı.)
  4. The knave’s charm was all a façade, and he had ulterior motives. (Hilekarın cazibesi tamamen yüzeydeydi ve arkasında başka niyetleri vardı.)
  5. The knave was so good at lying that he almost convinced me, but I saw through his deception in the end. (Hilekarken çok iyiydi, beni neredeyse ikna ediyordu ama sonunda onun dolandırıcılığını gördüm.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.