Step İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Step, adım veya basamak anlamına gelir. Bu kelime sıklıkla hareket ve ilerleme ile ilgili eylemleri ifade etmek için kullanılır.
Örnek cümleler:
- I took a step back to get a better view of the painting. (Daha iyi bir görüntü elde etmek için geriye bir adım attım.)
- The first step in solving the problem is identifying its cause. (Sorunu çözmenin ilk adımı, nedenini belirlemektir.)
- She was hesitant, but eventually took the step and quit her job. (Tereddütlüydü, ama sonunda adımı atarak işinden ayrıldı.)
- The dance routine has several complex steps that require practice. (Dans rutini, uygulama gerektiren birkaç karmaşık adımdan oluşur.)
- He always takes steps to ensure the safety of his employees. (Çalışanlarının güvenliğini sağlamak için her zaman adım atar.)
- The next step in the process is to gather data. (Sürecin bir sonraki adımı, verileri toplamaktır.)
- She took a misstep and twisted her ankle. (Adımını yanlış attı ve bileğini burktu.)
- The company is taking steps to reduce its carbon footprint. (Şirket, karbon ayak izini azaltmak için adımlar atıyor.)
- He took a big step forward in his career with the promotion. (Yükseltmeyle birlikte kariyerinde büyük bir adım attı.)
- The coach taught us the proper steps for a successful jump shot. (Koç, başarılı bir atış için doğru adımları öğretti.)
- The first step towards learning a new language is to build a strong foundation. (Yeni bir dil öğrenmenin ilk adımı, sağlam bir temel oluşturmaktır.)
- The project is behind schedule, so we need to take steps to catch up. (Proje programdan geride olduğu için, yetişmek için adımlar atmamız gerekiyor.)
- The doctor advised him to take small steps during his recovery. (Doktor, iyileşme sürecinde küçük adımlar atmasını önerdi.)
- The baby took her first steps yesterday. (Bebek, dün ilk adımlarını attı.)
- The company is taking steps to improve customer satisfaction. (Şirket, müşteri memnuniyetini artırmak için adımlar atıyor.)
- She took a step back when she realized she was going down the wrong path. (Yanlış yolda olduğunu fark edince geriye bir adım attı.)
- The next step is to present our findings to the board. (Bir sonraki adımımız, bulgularımızı yönetim kuruluna sunmaktır.)
- The student took the first step towards improving his grades by asking for help. (Öğrenci, yardım isteyerek notlarını iyileştirmeye yönelik ilk adımını attı.)
- The company is taking proactive steps to prevent cyber attacks. (Ş
irket, siber saldırıları önlemek için proaktif adımlar atıyor.)
20. She took a deep breath and took the first step onto the stage. (Derin bir nefes aldı ve sahneye ilk adımını attı.)
Türkçe karşılıklar:
- Daha iyi bir görüntü elde etmek için geriye bir adım attım.
- Sorunu çözmenin ilk adımı, nedenini belirlemektir.
- Tereddütlüydü, ama sonunda adımı atarak işinden ayrıldı.
- Dans rutini, uygulama gerektiren birkaç karmaşık adımdan oluşur.
- Çalışanlarının güvenliğini sağlamak için her zaman adım atar.
- Sürecin bir sonraki adımı, verileri toplamaktır.
- Adımını yanlış attı ve bileğini burktu.
- Şirket, karbon ayak izini azaltmak için adımlar atıyor.
- Yükseltmeyle birlikte kariyerinde büyük bir adım attı.
- Koç, başarılı bir atış için doğru adımları öğretti.
- Yeni bir dil öğrenmenin ilk adımı, sağlam bir temel oluşturmaktır.
- Proje programdan geride olduğu için, yetişmek için adımlar atmamız gerekiyor.
- Doktor, iyileşme sürecinde küçük adımlar atmasını önerdi.
- Bebek, dün ilk adımlarını attı.
- Şirket, müşteri memnuniyetini artırmak için adımlar atıyor.
- Yanlış yolda olduğunu fark edince geriye bir adım attı.
- Bir sonraki adımımız, bulgularımızı yönetim kuruluna sunmaktır.
- Öğrenci, yardım isteyerek notlarını iyileştirmeye yönelik ilk adımını attı.
- Şirket, siber saldırıları önlemek için proaktif adımlar atıyor.
- Derin bir nefes aldı ve sahneye ilk adımını attı.
Hemen Yorum Yaz