Juvenility İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Juvenility
Juvenility, Türkçe karşılığıyla “gençlik” anlamına gelir. Bu kelime bir bireyin gençlik çağını ifade eder.
- During my juvenility, I used to spend hours playing video games. (Gençliğimde saatlerce video oyunları oynardım.)
- Her juvenility was full of fun and laughter. (Onun gençliği eğlence ve gülme doluydu.)
- I miss the days of my juvenility when life was simpler. (Hayat daha basitken gençliğimdeki günleri özlerim.)
- His juvenility was marked by poverty and struggle. (Onun gençliği yoksulluk ve mücadele ile doluydu.)
- She enjoyed the freedom of her juvenility. (Onun gençliğinin özgürlüğünün tadını çıkardı.)
- My grandmother often talks about her juvenility. (Büyükannem sık sık gençliği hakkında konuşur.)
- During his juvenility, he was always the life of the party. (Gençliğinde her zaman partinin ruhuydu.)
- He made some foolish decisions during his juvenility. (Gençliğinde bazı aptalca kararlar aldı.)
- Her juvenility was a time of exploration and self-discovery. (Onun gençliği keşif ve öz-keşif zamanıydı.)
- He looks back on his juvenility with fondness. (Onun gençliğine sevgiyle bakar.)
- Her juvenility was filled with adventure and excitement. (Onun gençliği macera ve heyecanla doluydu.)
- During my juvenility, I traveled to many different countries. (Gençliğimde birçok farklı ülkeye seyahat ettim.)
- Her juvenility was a time of rebellion against authority. (Onun gençliği otoriteye karşı isyan zamanıydı.)
- He made some lifelong friends during his juvenility. (Onun gençliğinde bazı ömür boyu arkadaşlar edindi.)
- During her juvenility, she struggled with anxiety and depression. (Onun gençliğinde kaygı ve depresyonla mücadele etti.)
- He discovered his passion for music during his juvenility. (Onun gençliğinde müziğe olan tutkusunu keşfetti.)
- Her juvenility was a time of experimentation and risk-taking. (Onun gençliği deneme ve risk alma zamanıydı.)
- During my juvenility, I played on the high school basketball team. (Gençliğimde lise basketbol takımında oynadım.)
- She regrets some of the choices she made during her juvenility. (Onun gençliğinde y
aptığı bazı seçimlerden pişmanlık duyuyor.)
20. His juvenility was a time of learning and growth. (Onun gençliği öğrenme ve büyüme zamanıydı.)
Hemen Yorum Yaz