Steadily İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Steadily İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Steadily

Steadily, “düzenli bir şekilde” anlamına gelir. Bir işin veya faaliyetin devam etmesi, aynı hızda ilerlemesi anlamında kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. She is steadily improving her English skills. (O, İngilizce becerilerini düzenli bir şekilde geliştiriyor.)
  2. The company’s profits are steadily increasing. (Şirketin karı düzenli bir şekilde artıyor.)
  3. The athlete was steadily running towards the finish line. (Sporcu, bitiş çizgisine düzenli bir şekilde koşuyordu.)
  4. The construction work is progressing steadily. (İnşaat çalışmaları düzenli bir şekilde ilerliyor.)
  5. The company’s stocks are steadily rising. (Şirketin hisseleri düzenli bir şekilde yükseliyor.)
  6. The team is steadily working on the project. (Takım, proje üzerinde düzenli bir şekilde çalışıyor.)
  7. The student is steadily improving her grades. (Öğrenci, notlarını düzenli bir şekilde yükseltiyor.)
  8. The baby is steadily gaining weight. (Bebek, kilo almaya düzenli bir şekilde devam ediyor.)
  9. The sun was steadily setting in the sky. (Güneş, gökyüzünde düzenli bir şekilde batıyordu.)
  10. The river was steadily flowing downstream. (Nehir, akıntıya karşı düzenli bir şekilde akıyordu.)
  11. The population of the city is steadily increasing. (Şehrin nüfusu düzenli bir şekilde artıyor.)
  12. The factory is steadily producing more goods. (Fabrika, daha fazla ürün düzenli bir şekilde üretiyor.)
  13. The train was steadily moving towards its destination. (Tren, hedefine doğru düzenli bir şekilde ilerliyordu.)
  14. The company is steadily expanding its operations. (Şirket, işletmelerini düzenli bir şekilde genişletiyor.)
  15. The snow was steadily falling from the sky. (Kar, gökyüzünden düzenli bir şekilde yağıyordu.)
  16. The team was steadily losing points in the game. (Takım, oyunda düzenli bir şekilde puan kaybediyordu.)
  17. The patient’s condition is steadily improving. (Hastanın durumu düzenli bir şekilde iyileşiyor.)
  18. The tree was steadily growing taller. (Ağaç, düzenli bir şekilde daha yükseğe büyüyordu.)
  19. The company’s reputation is steadily improving. (Şirketin itibarı düzenli bir şekilde iyileşiyor.)
  20. The car was steadily accelerating on the highway. (Araba, otoyolda düzenli bir şekilde hızlanıyordu.)
  1. The artist was steadily working on his latest masterpiece. (Sanatçı, son başyapıtı üzerinde düzenli bir şekilde çalışıyordu.)
  2. The city’s infrastructure is steadily improving. (Şehir altyapısı düzenli bir şekilde iyileşiyor.)
  3. The team was steadily climbing the mountain. (Takım, dağa düzenli bir şekilde tırmanıyordu.)
  4. The garden was steadily blooming with flowers. (Bahçe, çiçeklerle düzenli bir şekilde açıyordu.)
  5. The athlete was steadily breaking his own record. (Sporcu, kendi rekorunu düzenli bir şekilde kırıyordu.)
  6. The company’s website traffic is steadily increasing. (Şirketin web sitesi trafiği düzenli bir şekilde artıyor.)
  7. The workers were steadily constructing the building. (İşçiler, binayı düzenli bir şekilde inşa ediyorlardı.)
  8. The team was steadily passing the ball around the field. (Takım, topu sahada düzenli bir şekilde paslaşıyorlardı.)
  9. The student was steadily writing her research paper. (Öğrenci, araştırma makalesini düzenli bir şekilde yazıyordu.)
  10. The company was steadily reducing its carbon footprint. (Şirket, karbon ayak izini düzenli bir şekilde azaltıyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.