Jumpy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Jumpy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Jumpy (Sıçrayan) İle İlgili Cümleler

Jumpy kelimesinin Türkçe anlamı “sıçrayan” dır. Aşağıda Jumpy kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle bulunmaktadır.

  1. The frog was very jumpy and kept leaping out of my hands. (Kurbağa çok sıçrayıcıydı ve sürekli ellerimden sıçradı.)
  2. The child was so jumpy during the scary movie that he spilled his popcorn. (Korkunç film sırasında çocuk o kadar sıçrayıcıydı ki patlamış mısırını döktü.)
  3. The grasshopper was jumpy and quickly hopped away. (Çekirge sıçrayıcıydı ve hızla uzaklaştı.)
  4. The trampoline made me feel jumpy and exhilarated. (Trambolin beni sıçrayıcı ve heyecanlı hissettirdi.)
  5. The athlete was jumpy before the race, pacing back and forth nervously. (Yarıştan önce atlet sıçrayıcıydı, sinirli bir şekilde ileri geri yürüyordu.)
  6. The kangaroo’s jumpy movements made it difficult to photograph. (Kangurunun sıçrayıcı hareketleri fotoğraf çekmeyi zorlaştırdı.)
  7. The bouncy castle was filled with jumpy kids. (Zıplayan şato sıçrayan çocuklarla doluydu.)
  8. The cat was jumpy and easily startled. (Kedi sıçrayıcıydı ve kolayca korkardı.)
  9. The dancer’s jumpy performance was full of energy and excitement. (Dansçının sıçrayıcı performansı enerji ve heyecan doluydu.)
  10. The basketball player made a jumpy leap and scored a slam dunk. (Basketbol oyuncusu sıçrayarak smaç yapmayı başardı.)
  11. The horse was jumpy and restless, refusing to stand still. (At sıçrayıcı ve huzursuzdu, durmayı reddetti.)
  12. The child’s jumpy behavior was due to too much sugar. (Çocuğun sıçrayıcı davranışı fazla şeker tüketimine bağlıydı.)
  13. The puppy was jumpy and excited to see its owner. (Yavru köpek sahibini görmek için sıçrayıcı ve heyecanlıydı.)
  14. The music made me feel jumpy and want to dance. (Müzik beni sıçrayıcı ve dans etmek isteyen biri haline getirdi.)
  15. The cricket’s jumpy chirping kept me awake all night. (Cırcır böceğinin sıçrayıcı cıvıltısı tüm gece beni uykusuz bıraktı.)
  16. The baby was jumpy and kept bouncing in his mother’s lap. (Bebek sıçrayıcıydı ve annesinin kucağında zıplıyordu.)
  17. The acrobat’s jumpy flips were impressive and entertaining. (Akrobatin sıçrayıcı taklaları etkileyici ve eğl
  1. The grass was so wet that I couldn’t walk on it without feeling jumpy. (Çimler o kadar ıslaktı ki sıçrayıcı hissetmeden üzerinde yürüyemiyordum.)
  2. The jumpy road made the car ride uncomfortable. (Sarsıntılı yol arabayla seyahati rahatsız edici hale getirdi.)
  3. The rabbit was jumpy and darted away at the slightest sound. (Tavşan sıçrayıcıydı ve en ufak sese bile koşarak kaçtı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.