Stature İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stature İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stature (Boy, Büyüklük)

Stature, kişinin boyunu ya da fiziksel büyüklüğünü ifade eden bir kelime olarak kullanılır. İşte 20 örnek cümle:

  1. Stature is an important factor in basketball. (Boy, basketbolda önemli bir faktördür.)
  2. Her small stature didn’t stop her from becoming a successful gymnast. (Küçük boyu, başarılı bir jimnastikçi olmasına engel olmadı.)
  3. John’s stature is impressive; he stands over six feet tall. (John’un boyu etkileyicidir; altı ayak üzerinde duruyor.)
  4. Being short in stature runs in my family. (Küçük boylu olmak, ailemde yaygındır.)
  5. His stature as a leader was evident in the way he handled the crisis. (Lider olarak, krizi yönetme şeklindeki staturei belirgindi.)
  6. Her stature was the reason why she couldn’t reach the top shelf. (Boyundan dolayı en üst rafta ulaşamadı.)
  7. The movie star’s stature increased after winning an Academy Award. (Film yıldızının staturei, bir Akademi Ödülü kazandıktan sonra arttı.)
  8. She had a regal stature that commanded respect. (Saygı uyandıran kraliyet staturei vardı.)
  9. The company’s stature in the industry allowed it to acquire other firms. (Firmanın endüstrideki staturei, diğer firmaları satın almasına izin verdi.)
  10. The stature of the building made it an impressive landmark. (Bina’nın staturei, etkileyici bir anıt haline getirdi.)
  11. Despite his small stature, he had a powerful voice. (Küçük boyuna rağmen, güçlü bir sesi vardı.)
  12. His stature as a scholar made him a respected authority in the field. (Bilim adamı olarak staturei, onu alanda saygın bir otorite haline getirdi.)
  13. The basketball team needed players with a tall stature. (Basketbol takımı, uzun boylu bir staturee sahip oyunculara ihtiyaç duyuyordu.)
  14. Her stature
  1. The company’s stature in the market made it a target for acquisition. (Firmanın piyasadaki staturei, satın alma için hedef haline geldi.)
  2. The artist’s stature grew as more people became aware of her work. (Sanatçının staturei, eserlerinden daha fazla insan haberdar oldukça büyüdü.)
  3. The stature of the mountain was imposing and awe-inspiring. (Dağın staturei, etkileyici ve saygı uyandırıcıydı.)
  4. Despite his small stature, he was an accomplished athlete. (Küçük boyuna rağmen, başarılı bir sporcu idi.)
  5. The stature of the president made her a symbol of national pride. (Başkanın staturei, onu ulusal gururun bir sembolü haline getirdi.)
  6. The stature of the castle made it an imposing sight from a distance. (Kale’nin staturei, uzaktan etkileyici bir manzara yarattı.)

Bu cümlelerde stature kelimesi, fiziksel boyu ya da bir kişi, bir şirket veya bir yapı gibi bir varlığın statüsünü ifade etmek için kullanılmıştır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.