Cleave To İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Cleave To İle İlgili Cümleler
Anlamı: Cleave To, bir şeye sıkı sıkıya bağlanmak veya bir şeye tutunmak anlamına gelir.
- She will always cleave to her family no matter what happens. – Ailesine ne olursa olsun sıkı sıkıya bağlı kalacak.
- He cleaved to his beliefs even when everyone else doubted him. – Herkes ona şüpheyle yaklaşırken, inançlarına sıkı sıkıya bağlı kaldı.
- The mountaineer cleaved to the cliff edge as he climbed. – Dağcı tırmanırken, kayaya sıkı sıkıya tutundu.
- The little boy cleaved to his mother’s hand as they crossed the busy street. – Küçük çocuk, yoğun trafiği geçerken annesinin eline sıkı sıkıya tutundu.
- She cleaved to her religion throughout her life. – Hayatı boyunca dinine sıkı sıkıya bağlı kaldı.
- The kitten cleaved to its mother as they slept. – Kedi yavrusu, uyurken annesine sıkı sıkıya yapıştı.
- He cleaved to his memories of their time together. – Birlikte geçirdikleri zamanların anılarına sıkı sıkıya bağlandı.
- She cleaved to her dreams and never gave up on them. – Hayallerine sıkı sıkıya tutundu ve asla pes etmedi.
- The ship cleaved to the waves as it sailed through the storm. – Fırtınayı geçerken, gemi dalgaların arasından sıkı sıkıya ilerledi.
- The tree cleaved to the ground during the storm. – Fırtınada ağaç yerle bir oldu.
- The athlete cleaved to his training regimen to prepare for the upcoming competition. – Yaklaşan yarışmaya hazırlanmak için sporcu, antrenman programına sıkı sıkıya bağlı kaldı.
- The company cleaved to its core values in the face of criticism. – Eleştirilere karşı şirket, temel değerlerine sıkı sıkıya bağlı kaldı.
- She cleaved to her vows on her wedding day. – Düğün gününde yeminlerine sıkı sıkıya bağlı kaldı.
- The bird cleaved to the wind currents as it soared through the sky. – Kuş, gökyüzünde süzülürken rüzgar akımlarına sıkı sıkıya yapıştı.
- He cleaved to his principles, even when it meant going against popular opinion. – Popüler görüşe karşı çıkmak anlamına gelse bile, prensiplerine sıkı sıkıya bağlı kaldı.
- The company cleaved to its commitment to environmental sustainability. – Şirket, çevresel sürdürülebilirlik konusundaki taahhüdüne sıkı sıkıya bağlı kaldı.
- The artist cleaved to his unique style, even when it was not popular. – Sanatçı, tarzına sıkı sıkıya bağlı kaldı, popüler olmadığı zamanlarda bile.
- She cleaved to her routine to maintain a sense of normalcy in her life. – Hayatındaki normal bir duygu hissetmek için rutinine sıkı sıkıya bağlı kaldı.
- The soldiers cleaved to their duty to protect their country. – Askerler, ülkelerini korumak için görevlerine sıkı sıkıya bağlı kaldılar.
- The couple cleaved to each other through thick and thin. – Çift, iyi günde kötü günde birbirlerine sıkı sıkıya tutundular.
Türkçe Karşılığı: sıkı sıkıya bağlanmak, yapışmak, tutunmak, sadık kalmak, bağlı kalmak, vazgeçmemek.
Hemen Yorum Yaz