Stalwart İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stalwart İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stalwart Nedir?

Stalwart, güçlü, sadık, kararlı ve dayanıklı anlamlarına gelen bir sıfattır.

  1. She remained stalwart in her beliefs despite criticism. (Eleştirilere rağmen inançlarına sadık kaldı.)
  2. The stalwart building withstood the hurricane. (Dayanıklı bina kasırgayı karşıladı.)
  3. He is a stalwart supporter of the team. (O, takımın güçlü destekçisidir.)
  4. The stalwart leader led his team to victory. (Kararlı lider takımını zaferle yönetti.)
  5. She is a stalwart advocate for social justice. (Sosyal adalet için güçlü bir savunucudur.)
  6. The stalwart soldier never gave up. (Dayanıklı asker asla pes etmedi.)
  7. The stalwart athlete finished the race despite his injury. (Sakatlığına rağmen dayanıklı sporcu yarışı tamamladı.)
  8. The company’s stalwart employees were rewarded for their loyalty. (Şirketin sadık çalışanları sadakatleri için ödüllendirildi.)
  9. The stalwart tree survived the harsh winter. (Zorlu kışı atlatan dayanıklı ağaç.)
  10. He has been a stalwart member of the community for many years. (Yıllardır toplumun güçlü bir üyesidir.)
  11. The country needs stalwart leaders in these challenging times. (Ülke, zorlu zamanlarda güçlü liderlere ihtiyaç duyuyor.)
  12. The team relied on their stalwart defense to win the game. (Takım, oyunu kazanmak için dayanıklı savunmalarına güvendi.)
  13. The community center is a stalwart institution in the neighborhood. (Toplum merkezi, mahalledeki güçlü bir kurumdur.)
  14. The stalwart teacher inspired her students to do their best. (Öğrencilerinin en iyisini yapmaları için güçlü öğretmeni ilham verdi.)
  15. The stalwart volunteer worked tirelessly to help those in need. (İhtiyaç sahiplerine yardım etmek için çalışan güçlü gönüllü.)
  16. The company’s stalwart commitment to quality led to its success. (Kaliteye olan sadık taahhüdü, şirketin başarısına yol açtı.)
  17. The stalwart detective solved the case despite the odds. (Olasılıklara rağmen, dayanıklı dedektif olayı çözdü.)
  18. The city’s stalwart infrastructure can withstand natural disasters. (Şehrin dayanıklı altyapısı doğal afetlere karşı dayanıklıdır.)
  19. The stalwart supporters cheered their team to victory. (Takımlarını zaferle destekleyen güçlü destekçiler.)
  20. The athlete’s stalwart determination helped him achieve his goals. (Sporcunun kararlılığı hedeflerine ulaşmasına yardımcı oldu.)
  1. The team captain is a stalwart player who always gives his best. (Takım kaptanı her zaman en iyisini veren güçlü bir oyuncudur.)
  2. The company’s stalwart values are integrity and honesty. (Şirketin dayanıklı değerleri dürüstlük ve doğruluktur.)
  3. The stalwart defender prevented the opposing team from scoring. (Dayanıklı savunma oyuncusu rakip takımın gol atmasını önledi.)
  4. The country’s economy needs stalwart policies to recover. (Ülke ekonomisi toparlanmak için güçlü politikalara ihtiyaç duyuyor.)
  5. The community depends on the stalwart efforts of its volunteers. (Toplum, gönüllülerin güçlü çabalarına bağımlıdır.)
  6. The stalwart horse carried its rider through rough terrain. (Dayanıklı at binicisini zorlu araziden geçirdi.)
  7. The company’s stalwart commitment to sustainability is admirable. (Şirketin sürdürülebilirliğe olan sadık taahhüdü takdire şayandır.)
  8. The team’s stalwart determination led them to the championship. (Takımın kararlılığı onları şampiyonluğa götürdü.)
  9. The leader’s stalwart leadership inspired her followers to greatness. (Liderin kararlı liderliği takipçilerini büyüklüğe ilham verdi.)
  10. The community’s stalwart resistance prevented the construction of a harmful factory. (Toplumun dayanıklı direnişi zararlı bir fabrikanın inşasını engelledi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.