Jewelry İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Jewelry ile ilgili Cümleler
Jewelry kelimesi Türkçe’de “takı” anlamına gelir. Bu kelimeyle ilgili örnek cümleleri aşağıda bulabilirsiniz:
- I love wearing jewelry when I go out. (Dışarı çıktığımda takı takmayı seviyorum.)
- My mom gave me a beautiful necklace for my birthday. (Annem doğum günüm için güzel bir kolye hediye etti.)
- The jewelry store on Main Street has a great selection. (Ana Caddede bulunan takı mağazasında harika bir seçki var.)
- She always wears expensive jewelry to events. (O, etkinliklere pahalı takılar takar.)
- He proposed to her with a diamond ring. (Ona bir elmas yüzük ile evlenme teklif etti.)
- She keeps her jewelry organized in a jewelry box. (Takılarını bir takı kutusunda düzenli tutar.)
- The antique jewelry at the museum was breathtaking. (Müzede bulunan antika takılar nefes kesiciydi.)
- I prefer simple jewelry that I can wear every day. (Her gün takabileceğim sade takıları tercih ederim.)
- The wedding party gave the bride a pearl necklace as a gift. (Düğün partisi gelin’e hediye olarak bir inci kolye verdi.)
- The jewelry designer’s new collection is stunning. (Takı tasarımcısının yeni koleksiyonu muhteşem.)
- She always wears a bracelet that her best friend gave her. (En yakın arkadaşının verdiği bileziği daima takar.)
- I lost my earring at the party last night. (Dün gece partide küpemi kaybettim.)
- She inherited her grandmother’s wedding ring. (Büyükannesinin evlenme yüzüğünü miras aldı.)
- The jeweler resized my ring to fit my finger. (Kuyumcu yüzüğümü parmağıma uygun hale getirdi.)
- He bought his wife a pair of diamond earrings for their anniversary. (Yıldönümlerinde karısına bir çift elmas küpe aldı.)
- The jewelry made by local artisans is unique and beautiful. (Yerel sanatçılar tarafından yapılan takılar eşsiz ve güzeldir.)
- I saw a celebrity wearing a stunning necklace on the red carpet. (Kırmızı halıda muhteşem bir kolye takan bir ünlü gördüm.)
- She has a collection of vintage jewelry that she inherited from her aunt. (Teyzesinden miras kalan antika takı koleksiyonu var.)
- The jewelry box was hidden under a pile of clothes in her closet. (Takı kutusu dolabında giysi yığınının altında saklıydı.)
- The jewelry made with recycled materials is both eco-friendly and stylish. (Geridönüştürülmüş malzemelerle yapılan takılar hem çevre dostu hem de şık.)
- The engagement ring had a beautiful sapphire stone in the center. (Nişan yüzüğü merkezinde güzel bir safir taşı vardı.)
- She carefully wrapped her jewelry in tissue paper before packing it for the move. (Taşınmadan önce takılarını kağıt mendille dikkatlice sarıp paketledi.)
- The jewelry designer uses a variety of metals and gemstones in her creations. (Takı tasarımcısı yaratımlarında çeşitli metaller ve taşlar kullanır.)
- She loves to mix and match different pieces of jewelry to create unique looks. (Farklı takı parçalarını karıştırarak benzersiz görünümler oluşturmayı sever.)
- The antique brooch was a family heirloom that had been passed down for generations. (Antika broş, nesiller boyunca devredilen bir aile mirasıydı.)
- The jewelry store offered free engraving on all purchases over $100. (Takı mağazası, 100 doların üzerindeki tüm satın almalar için ücretsiz kazıma hizmeti sundu.)
- The necklace she was wearing had a delicate chain and a small diamond pendant. (Taktığı kolyenin ince bir zinciri ve küçük bir elmas asması vardı.)
- She had her birthstone set in a simple silver ring. (Doğum taşını sade bir gümüş yüzüğe taktırdı.)
- The jewelry display in the store window caught the attention of many passersby. (Mağaza vitrinindeki takı sergisi birçok yayındanın ilgisini çekti.)
- The necklace had a unique clasp that made it easy to put on and take off. (Kolyenin özgün bir tokası vardı ve takıp çıkarmayı kolaylaştırıyordu.)
Hemen Yorum Yaz