Squander İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Squander (Boşa Harcamak)
Squander, boşa harcamak, savurganlık etmek, israf etmek gibi anlamlara gelir. İşte kelimenin cümle içinde kullanıldığı örnekler:
- She squandered all her money on gambling. (Tüm parasını kumar oynayarak harcadı.)
- Don’t squander your energy on useless things. (Enerjini boş şeylere harcama.)
- He squandered his talent by not practicing enough. (Yeterince pratik yapmayarak yeteneğini israf etti.)
- The company squandered its resources on unnecessary expenses. (Şirket gereksiz masraflara kaynaklarını israf etti.)
- She squandered her youth on meaningless relationships. (Anlamsız ilişkilere gençliğini boşa harcadı.)
- We shouldn’t squander the opportunities that come our way. (Yolumuza çıkan fırsatları boşa harcamamalıyız.)
- He squandered his chance to make a good impression on the boss. (Patrona iyi bir izlenim bırakma şansını israf etti.)
- The government squandered taxpayers’ money on a useless project. (Hükümet, vergi mükelleflerinin parasını gereksiz bir projede israf etti.)
- She squandered her potential by not pursuing her dreams. (Hayallerini takip etmediği için potansiyelini israf etti.)
- The athlete squandered his lead by slowing down towards the end of the race. (Sona doğru yavaşlayarak önde giden sporcu avantajını kaybetti.)
- They squandered their inheritance on extravagant vacations. (Aşırı lüks tatillere miraslarını israf ettiler.)
- Don’t squander your chances to learn something new every day. (Her gün yeni bir şey öğrenme şansını boşa harcama.)
- He squandered his reputation by getting involved in a scandal. (Bir skandala karışarak ününü israf etti.)
- The company squandered its market position by not adapting to changing trends. (Değişen trendlere uyum sağlamayarak pazar konumunu israf etti.)
- She squandered her education by not using it to pursue her passions. (Tutkularını takip etmek için eğitimini kullanmayarak eğitimini israf etti.)
- We can’t afford to squander this opportunity for growth. (Büyüme fırsatını boşa harcayamayız.)
- He squandered his savings on a luxury car that he rarely drove. (Nadiren kullandığı lüks bir arabaya birikimlerini israf etti.)
- The company squandered its chance to expand into new markets. (Yeni pazarlara genişleme şansını israf etti.)
- She squandered her time on social media instead of studying for her exams. (Sınavlarına çalışmak yerine sosyal medyada zamanını boşa harcadı.)
- The government squandered the opportunity to address important social
issues by focusing on trivial matters. (Önemsiz konulara odaklanarak önemli sosyal sorunları ele alma fırsatını israf etti.)
Hemen Yorum Yaz