Spoon İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Spoon İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Spoon Nedir?

Spoon kelimesi Türkçe’de kaşık anlamına gelmektedir. Genellikle yemek yemek için kullanılan, sapı ve ağız kısmı olan, küçük bir metal ya da plastik araçtır.

Örnek Cümleler:

  1. I need a spoon to eat this soup. (Bu çorbayı yemek için bir kaşık lazım.)
  2. She stirred the sugar into her tea with a spoon. (Çayına bir kaşık şeker karıştırdı.)
  3. He was eating his ice cream with a spoon. (Dondurmasını bir kaşıkla yiyordu.)
  4. The spoon was too big for the small jar. (Küçük kavanoz için kaşık çok büyüktü.)
  5. She measured the ingredients with a spoon. (Malzemeleri bir kaşıkla ölçtü.)
  6. The spoon slipped from her hand and fell on the floor. (Kaşık elinden kaydı ve yere düştü.)
  7. The child was playing with a spoon, pretending it was a sword. (Çocuk kaşıkla oynuyor, kılıç gibi kullanıyordu.)
  8. He scooped up some rice with his spoon. (Kaşığıyla biraz pilav aldı.)
  9. She used a spoon to mix the batter. (Hamuru karıştırmak için bir kaşık kullandı.)
  10. He licked the spoon after eating his dessert. (Tatlısını yedikten sonra kaşığı yaladı.)
  11. The spoon was made of silver. (Kaşık gümüşten yapılmıştı.)
  12. The chef tasted the sauce with a spoon. (Şef sosu bir kaşıkla tattı.)
  13. She placed the spoon on the saucer after stirring her tea. (Çayını karıştırdıktan sonra kaşığı tabağa koydu.)
  14. He used the spoon to spread the butter on his toast. (Ekmek kızartmasına tereyağı sürmek için kaşığı kullandı.)
  15. The spoon was dirty and needed to be washed. (Kaşık kirliydi ve yıkanması gerekiyordu.)
  16. She served the soup with a ladle instead of a spoon. (Kaşık yerine kepçeyle çorba servis etti.)
  17. He held the spoon awkwardly and spilled some of his soup. (Kaşığı garip bir şekilde tuttu ve biraz çorba döktü.)
  18. The spoon clattered loudly against the bowl. (Kaşık kasenin içinde gürültüyle çınladı.)
  19. She set the table with a spoon and a fork. (Masa düzenledi, kaşık ve çatal koydu.)
  20. He used the spoon to carefully remove the eggshells from the boiled eggs. (Kaynayan yumurtaların kabuklarını dikkatlice kaşıkla çıkardı.)

Türkçe Karşılıklar:

  1. Bu çorbayı yemek için bir kaşık lazım.
  2. Çayına bir kaşık şeker karıştırdı.
  3. Dondurmasını bir kaşıkla yiyordu.
  4. Küçük kavanoz için kaşık çok büyüktü.
  5. Malzemeleri bir kaşıkla ölçtü.
  6. Kaşık elinden kaydı ve yere düştü.
  7. Çocuk kaşıkla oynuyor, kılıç gibi kullanıyordu.
  8. Kaşığıyla biraz pilav aldı.
  9. Hamuru karıştırmak için bir kaşık kullandı.
  10. Tatlısını yedikten sonra kaşığı yaladı.
  11. Kaşık gümüşten yapılmıştı.
  12. Şef sosu bir kaşıkla tattı.
  13. Çayını karıştırdıktan sonra kaşığı tabağa koydu.
  14. Ekmek kızartmasına tereyağı sürmek için kaşığı kullandı.
  15. Kaşık kirliydi ve yıkanması gerekiyordu.
  16. Kaşık yerine kepçeyle çorba servis etti.
  17. Kaşığı garip bir şekilde tuttu ve biraz çorba döktü.
  18. Kaşık kasenin içinde gürültüyle çınladı.
  19. Masa düzenledi, kaşık ve çatal koydu.
  20. Kaynayan yumurtaların kabuklarını dikkatlice kaşıkla çıkardı.

Not: Cümlelerdeki Türkçe karşılıklar, İngilizce cümlelerin Türkçe anlamlarına göre verilmiştir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.