Spoilsport İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Spoilsport İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Spoilsport

Spoilsport, bir olayın veya eğlencenin keyfini kaçıran, bozan kişi anlamına gelir.

1. My friend is such a spoilsport; he never wants to go out and have fun.
   (Türkçe: Arkadaşım çok bozuk birisi, asla dışarı çıkıp eğlenmek istemez.)

2. Don’t be a spoilsport and come to the party with us.
   (Türkçe: Bozukluk yapma ve bizimle partiye gel.)

3. He always ruins the mood at family gatherings. He’s a real spoilsport.
   (Türkçe: Aile toplantılarında her zaman havayı bozar. Gerçek bir bozuk.)

4. She’s such a spoilsport; she never wants to play any games.
   (Türkçe: O gerçek bir bozuk, hiçbir oyun oynamak istemez.)

5. I hate when my boss is in a bad mood. He’s such a spoilsport.
   (Türkçe: Patronum kötü bir ruh hali içinde olduğunda nefret ediyorum. Gerçek bir bozuk.)

6. He’s always complaining about something. He’s such a spoilsport.
   (Türkçe: Her zaman bir şeylerden şikayet ediyor. Gerçek bir bozuk.)

7. I wish my little brother wasn’t such a spoilsport all the time.
   (Türkçe: Küçük kardeşim her zaman bir bozuk olmasaydı keşke.)

8. She refused to go to the concert with us. What a spoilsport.
   (Türkçe: Konserimize gitmeyi reddetti. Ne bozuk birisi.)

9. He always has something negative to say. He’s a total spoilsport.
   (Türkçe: Her zaman negatif bir şeyler söylüyor. Tam bir bozuk.)

10. Don’t be a spoilsport and come to the beach with us.
    (Türkçe: Bozukluk yapma ve bizimle birlikte sahile gel.)

11. She’s always raining on our parade. She’s such a spoilsport.
    (Türkçe: Her zaman bize engel oluyor. Gerçek bir bozuk.)

12. He never wants to try anything new. He’s a real spoilsport.
    (Türkçe: Hiçbir şey denemek istemez. Gerçek bir bozuk.)

13. I wish he would just go along with our plans instead of being a spoilsport all the time.
    (Türkçe: Her zaman bir bozuk olmak yerine planlarımıza katılmak istiyorum.)

14. She’s always ruining our fun. She’s a total spoilsport.
    (Türkçe: Her zaman eğlencemizi bozuyor. Tam bir bozuk.)

15. He never wants to go out and do anything. He’s such a spoilsport.
    (Türkçe: Hiçbir şey yapmak istemez. Gerçek bir bozuk.)

16. She’s always complaining about the food. What a spoilsport.
    (Türkçe: Yem

ek onun daima yemekler hakkında şikayet etmesi. Ne bozuk birisi.)

17. He never wants to participate in any group activities. He’s a real spoilsport.
    (Türkçe: Hiçbir grup etkinliğine katılmak istemez. Gerçek bir bozuk.)

18. She always finds something to criticize. She’s such a spoilsport.
    (Türkçe: Her zaman eleştirilecek bir şey bulur. Gerçek bir bozuk.)

19. He’s always ruining our plans. He’s a total spoilsport.
    (Türkçe: Her zaman planlarımızı bozuyor. Tam bir bozuk.)

20. Don’t be a spoilsport and come to the park with us.
    (Türkçe: Bozukluk yapma ve bizimle birlikte parka gel.)