Splutter İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Splutter İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Splutter İle İlgili Cümleler

Splutter: Boğazdan geçen şeylerin ani ve hızlı bir şekilde dışarı fışkırması, tıksırma.

Örnek cümleler:

  1. The hot soup made me splutter. (Sıcak çorba beni tıksırttı.)
  2. She spluttered when she tried to drink and laugh at the same time. (Aynı anda içip gülmeye çalıştığında tıksırdı.)
  3. The car spluttered and then stalled. (Araba tıksırdı ve sonra durdu.)
  4. He spluttered out the words, “I quit!” (O “Ben istifa ediyorum!” diye sözcükleri tıksırdı.)
  5. I spluttered in surprise when I saw her new haircut. (Onun yeni saç kesimini görünce şaşkınlıkla tıksırdım.)
  6. The engine spluttered as it struggled to start. (Başlamak için mücadele ederken motor tıksırdı.)
  7. The baby spluttered and spat out the medicine. (Bebek tıksırdı ve ilacı tükürdü.)
  8. He spluttered his way through the difficult words. (Zor sözcüklerin arasından tıksırarak geçti.)
  9. She couldn’t stop spluttering with laughter. (Kahkahalarla tıksırmaya devam edemedi.)
  10. The old man spluttered and coughed as he tried to catch his breath. (Nefes almaya çalışırken yaşlı adam tıksırdı ve öksürdü.)
  11. The faucet spluttered before water finally came out. (Su çıkmadan önce musluk tıksırdı.)
  12. The comedian made the audience splutter with laughter. (Komedyen izleyicileri kahkahalarla tıksırttı.)
  13. The cat spluttered and sneezed after sniffing the pepper. (Biberi kokladıktan sonra kedi tıksırdı ve hapşırdı.)
  14. He spluttered apologies after spilling the coffee. (Kahveyi döktükten sonra özürlerini tıksırdı.)
  15. The student spluttered through the difficult exam. (Zorlu sınavı tıksırarak geçti.)
  16. The singer spluttered through the song when she got a sore throat. (Boğaz ağrısı olduğunda şarkıyı tıksırarak söyledi.)
  17. The engine spluttered and then roared to life. (Motor tıksırdı ve sonra hayat buldu.)
  18. The man spluttered as he tried to speak with his mouth full. (Ağzı dolu konuşmaya çalışırken adam tıksırdı.)
  19. The child spluttered in the swimming pool when he accidentally drank some water. (Yanlışlıkla su içtiğinde çocuk yüzme havuzunda tıksırdı.)
  20. She spluttered out a curse word when she stubbed her toe. (Ayak parmağına çarptığında bir

küfür sözcüğü tıksırarak ağzından çıktı.)

Türkçe karşılıkları:

  1. Sıcak çorba beni tıksırttı.
  2. Aynı anda içip gülmeye çalıştığında tıksırdı.
  3. Araba tıksırdı ve sonra durdu.
  4. O “Ben istifa ediyorum!” diye sözcükleri tıksırdı.
  5. Onun yeni saç kesimini görünce şaşkınlıkla tıksırdım.
  6. Başlamak için mücadele ederken motor tıksırdı.
  7. Bebek tıksırdı ve ilacı tükürdü.
  8. Zor sözcüklerin arasından tıksırarak geçti.
  9. Kahkahalarla tıksırmaya devam edemedi.
  10. Nefes almaya çalışırken yaşlı adam tıksırdı ve öksürdü.
  11. Su çıkmadan önce musluk tıksırdı.
  12. Komedyen izleyicileri kahkahalarla tıksırttı.
  13. Biberi kokladıktan sonra kedi tıksırdı ve hapşırdı.
  14. Kahveyi döktükten sonra özürlerini tıksırdı.
  15. Zorlu sınavı tıksırarak geçti.
  16. Boğaz ağrısı olduğunda şarkıyı tıksırarak söyledi.
  17. Motor tıksırdı ve sonra hayat buldu.
  18. Ağzı dolu konuşmaya çalışırken adam tıksırdı.
  19. Yanlışlıkla su içtiğinde çocuk yüzme havuzunda tıksırdı.
  20. Ayak parmağına çarptığında bir küfür sözcüğü tıksırarak ağzından çıktı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.