Spiral İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Spiral İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Spiral İle İlgili Cümleler

Anlam: Spiral, merkez etrafında dönen veya büyüyen, kıvrımlı bir şekle sahip olan bir nesnedir.

1. The snail’s shell is a perfect example of a spiral shape. (Salyangozun kabuğu spiral şeklinin mükemmel bir örneğidir.)
2. The spiral staircase in the castle is very steep. (Kaledeki spiral merdiven çok dik.)
3. The tornado formed a spiral as it moved across the field. (Hortum, tarla üzerinde ilerlerken bir spiral oluşturdu.)
4. The galaxy is shaped like a spiral. (Galaksi, bir spiral şeklinde şekillenmiştir.)
5. The book has a spiral binding, so it can lay flat. (Kitap, spiral bir ciltlemeyle bir arada tutulduğu için düz bir şekilde yatırılabilir.)
6. The path through the forest takes a spiral route up the mountain. (Ormanın içindeki yol dağın etrafında spiral bir şekilde ilerler.)
7. The plant’s tendrils form a spiral as they climb the trellis. (Bitkinin sarmaşıkları, çit boyunca tırmanırken bir spiral oluşturur.)
8. The braid in her hair had a spiral pattern. (Saçındaki örgü, spiral bir desene sahipti.)
9. The seashell had a beautiful spiral shape. (Deniz kabuğu güzel bir spiral şekline sahipti.)
10. The DNA molecule has a double helix spiral structure. (DNA molekülü, çift sarmal spiral bir yapıya sahiptir.)
11. The art installation featured a giant spiral made of mirrors. (Sanat enstalasyonu, aynalardan yapılmış dev bir spiral içeriyordu.)
12. The music festival had a spiral stage that rotated slowly. (Müzik festivalinde yavaşça dönen bir spiral sahne vardı.)
13. The dancer spun in a graceful spiral. (Dansçı zarif bir spiral şeklinde döndü.)
14. The tornado’s spiral winds destroyed many homes. (Hortumun spiral rüzgarları birçok evi yok etti.)
15. The artist created a sculpture of a spiral staircase. (Sanatçı, spiral bir merdiven heykeli yarattı.)
16. The gymnast executed a perfect spiral in the air. (Jimnastikçi havada mükemmel bir spiral gerçekleştirdi.)
17. The water in the sink went down the drain in a spiral motion. (Lavabodaki su, spiral hareketle giderdi.)
18. The spiral notebook has lined pages for writing. (Spiralli defter, yazmak için çizgili sayfalar içerir.)
19. The roller coaster has a spiral drop that is thrilling. (Lunaparktaki roller coaster, heyecan verici bir spiral düşüşe sahiptir.)
20. The pattern on her dress was a colorful spiral. (Elbisesindeki desen renkli bir spiral şekline sahipti.)

Anlam: Spiral, merkez etrafında dönen veya büyüyen, kıvrımlı bir şekle sahip olan bir nesnedir.

1. The spiral galaxy is vast and beautiful. (Spiral galaksi geniş ve güzeldir.)
2. The snail slowly made its way up the spiral staircase. (Salyangoz yavaşça spiral merdiveni tırmanırken ilerledi.)
3. The artist drew a spiral on the canvas. (Sanatçı tuvale bir spiral çizdi.)
4. The water flowed down the drain in a spiral motion. (Su, spiral hareketle giderdi.)
5. The spiral pattern on the carpet was mesmerizing. (Halının spiral deseni büyüleyiciydi.)
6. The tornado formed a destructive spiral as it approached the town. (Hortum, kasabaya yaklaştıkça yıkıcı bir spiral oluşturdu.)
7. The seashell’s spiral design was used as inspiration for the logo. (Deniz kabuğunun spiral tasarımı, logonun ilham kaynağı olarak kullanıldı.)
8. The dancer moved in a graceful spiral, mesmerizing the audience. (Dansçı zarif bir spiral hareketiyle izleyicileri büyüledi.)
9. The spiral staircase led to the top of the tower. (Spiralli merdiven kuleye kadar götürdü.)
10. The DNA’s spiral structure contains genetic information. (DNA’nın spiral yapısı genetik bilgiyi içerir.)
11. The artist used wire to create a spiral sculpture. (Sanatçı, bir spiral heykel yapmak için tel kullandı.)
12. The tornado’s spiral winds lifted debris high into the air. (Hortumun spiral rüzgarları, enkazı yükseklere taşıdı.)
13. The seashell collector found a rare spiral shell on the beach. (Deniz kabuğu koleksiyoncusu, plajda nadir bir spiral kabuk buldu.)
14. The spiral notebook made it easy to take notes in class. (Spiralli defter, sınıfta not almaya kolaylık sağladı.)
15. The spiral design on the potter’s vase was intricate and beautiful. (Çömlekçinin vazosundaki spiral tasarım, karmaşık ve güzeldi.)
16. The tornado’s spiral winds caused damage to the surrounding area. (Hortumun spiral rüzgarları, çevre bölgeye zarar verdi.)
17. The spiral staircase was difficult to climb but worth it for the view at the top. (Spiralli merdiven tırmanması zordu, ancak en üstteki manzara için buna değdi.)
18. The spiral binding on the notebook kept the pages secure. (Spiralli ciltleme, sayfaları güvenli bir şekilde bir arada tuttu.)
19. The snail’s spiral shell protected it from predators. (Salyangozun spiral kabuğu, avcılardan korudu.)
20. The artist painted a spiral of colors on the canvas. (Sanatçı tuvale renkli bir spiral boyadı.)