Spendthrift İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Spendthrift İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Spendthrift İle İlgili İngilizce Cümleler

Spendthrift kelimesi Türkçe’de “savurgan” anlamına gelir. Bu kelime, genellikle para harcamak konusunda aşırıya kaçan ve tasarruf etmekten kaçınan kişiler için kullanılır.

İşte 20 örnek cümle:

  1. He’s such a spendthrift that he’s always broke by the end of the month. (O kadar savurgan ki, her ayın sonunda parası bitiyor.)
  2. She is a spendthrift who can’t resist buying new clothes every week. (Haftada bir yeni kıyafetler almadan duramayan bir savurgan.)
  3. He was known for being a spendthrift, wasting his inheritance on frivolous purchases. (Savurgan olmasıyla bilinirdi, mirasını gereksiz harcamalara harcıyordu.)
  4. The spendthrift lifestyle led her to debt and financial ruin. (Savurgan yaşam tarzı, onu borç batağına ve maddi çöküşe götürdü.)
  5. My brother is a spendthrift, he always buys the latest gadgets even if he doesn’t need them. (Kardeşim savurgan, her zaman en son teknolojik aletleri alıyor, hatta ihtiyacı olmasa bile.)
  6. She is a spendthrift with a taste for luxury goods. (Lüks ürünlere düşkünlüğü olan bir savurgan.)
  7. The spendthrift habits of the previous administration led to a huge budget deficit. (Önceki yönetimin savurgan alışkanlıkları, büyük bir bütçe açığına neden oldu.)
  8. He realized he needed to change his spendthrift ways when he couldn’t afford to pay his bills. (Faturalarını ödeyemeyecek duruma geldiğinde, savurganlığından vazgeçmesi gerektiğini anladı.)
  9. She is a spendthrift who spends money as soon as she gets it. (Aldığı parayı hemen harcayan bir savurgan.)
  10. The company’s spendthrift policies resulted in massive layoffs. (Şirketin savurgan politikaları, büyük çaplı işten çıkarmalara neden oldu.)
  11. He’s a spendthrift when it comes to dining out, always choosing the most expensive restaurants. (Dışarıda yemek yeme konusunda savurgan, her zaman en pahalı restoranları seçiyor.)
  12. She is a spendthrift who never saves any money for emergencies. (Acil durumlar için hiçbir para biriktirmeyen bir savurgan.)
  13. The spendthrift ways of the government are causing inflation to skyrocket. (Hükümetin savurgan yolları, enflasyonu uçuruyor.)
  14. He became a spendthrift after winning the lottery, but soon regretted it when he ran out of money. (Loto kazandıktan sonra savurgan biri haline geldi, ancak parası tükendikten

sonra pişman oldu.)
15. The spendthrift tendencies of the young couple put a strain on their marriage. (Genç çiftin savurgan eğilimleri, evliliklerine zarar verdi.)

  1. She is a spendthrift who can’t resist buying expensive gifts for her friends. (Arkadaşlarına pahalı hediyeler almadan duramayan bir savurgan.)
  2. The spendthrift culture in Hollywood is notorious for its excesses. (Hollywood’daki savurgan kültürü, aşırılıklarıyla kötü ün salmıştır.)
  3. He has a reputation for being a spendthrift, but he insists that he’s just generous. (Savurgan olmasıyla ünlü, ancak sadece cömert olduğunu iddia ediyor.)
  4. The spendthrift habits of the wealthy elite contribute to income inequality. (Zengin elitin savurgan alışkanlıkları, gelir eşitsizliğine katkıda bulunuyor.)
  5. She had to file for bankruptcy because of her spendthrift ways. (Savurgan alışkanlıkları nedeniyle iflas etmek zorunda kaldı.)

Türkçe Karşılıkları:

  • Savurgan
  • Alışveriş bağımlısı, tüketici
  • Mirasçı ve gereksiz harcama yapan kişi
  • Borçlu, maddi sıkıntıya düşen kişi
  • Teknoloji bağımlısı
  • Lüks tüketim düşkünü
  • Bütçe açığına neden olan alışkanlıklar
  • Faturalarını ödemekte zorlanan kişi
  • Aldığı parayı hemen harcayan kişi
  • İşten çıkarmalara neden olan politikalar
  • Pahalı restoranlarda yemek yeme bağımlısı
  • Acil durumlar için biriktirme yapmayan kişi
  • Enflasyonu artıran politikalar
  • Loto kazandıktan sonra savurganlaşan kişi
  • Evliliklerine zarar veren alışkanlıklar
  • Arkadaşlarına pahalı hediyeler almayı seven kişi
  • Aşırılıklarıyla kötü ün salmış kültür
  • Cömertlikle karıştırılan savurganlık
  • Gelir eşitsizliğine katkıda bulunan alışkanlıklar
  • İflasa neden olan harcamalar.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.