Censor İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Censor İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Censor Nedir?

Censor kelimesi, bir metnin, konuşmanın veya medya içeriğinin sansürlenmesini ifade eder. Sansür, içeriğin belirli bölümlerinin, genellikle politik, dini veya ahlaki nedenlerle, izleyicilere veya okuyuculara gösterilmesinin engellenmesidir.

Örnek Cümleler:

  1. The government censored the news story to prevent any negative coverage.
    (Türkçesi: Hükümet, olumsuz bir kapsama engellemek için haber hikayesini sansürledi.)

  2. The book was censored in some countries due to its controversial subject matter.
    (Türkçesi: Kitap, tartışmalı konu nedeniyle bazı ülkelerde sansürlendi.)

  3. The film was heavily censored before it could be released in the conservative country.
    (Türkçesi: Film, muhafazakar ülkede yayınlanmadan önce şiddetli bir şekilde sansürlendi.)

  4. The social media platform censors any content that violates its community guidelines.
    (Türkçesi: Sosyal medya platformu, topluluk kurallarını ihlal eden herhangi bir içeriği sansürler.)

  5. The dictator censored all forms of expression that went against his regime.
    (Türkçesi: Diktatör, rejimine karşı çıkan tüm ifade biçimlerini sansürledi.)

  6. The school censored the student newspaper to ensure it was appropriate for all ages.
    (Türkçesi: Okul, tüm yaş grupları için uygun olduğundan emin olmak için öğrenci gazetesini sansürledi.)

  7. The musician’s lyrics were censored by the radio station for their explicit content.
    (Türkçesi: Müzisyenin sözleri, açık içerikleri nedeniyle radyo istasyonu tarafından sansürlendi.)

  8. The government censored the internet to control the flow of information.
    (Türkçesi: Hükümet, bilgi akışını kontrol etmek için interneti sansürledi.)

  9. The magazine censored the photo to remove any offensive content.
    (Türkçesi: Dergi, herhangi bir rahatsız edici içeriği kaldırmak için fotoğrafı sansürledi.)

  10. The theater company censored the play’s script to comply with local laws.
    (Türkçesi: Tiyatro şirketi, yerel yasalara uyum sağlamak için oyunun senaryosunu sansürledi.)

  11. The newspaper was accused of self-censorship for not reporting on certain sensitive topics.
    (Türkçesi: Gazete, belirli hassas konular hakkında rapor vermediği için öz sansürle suçlandı.)

  12. The author refused to allow her book to be censored, even if it meant it couldn’t be published.
    (Türkçesi: Yazar, kitabının sansürlenmesine izin vermek istemedi, yayınlanamayacağı anlamına gelse bile.)

  13. The movie studio censored the film’s ending to make it more marketable to a wider audience.
    (Türk

  1. The art exhibit was censored by the museum for its explicit content.
    (Türkçesi: Sanat sergisi, açık içeriği nedeniyle müze tarafından sansürlendi.)

  2. The government censors certain websites to prevent access to information deemed dangerous or harmful.
    (Türkçesi: Hükümet, tehlikeli veya zararlı olarak değerlendirilen bilgilere erişimi önlemek için belirli web sitelerini sansürler.)

  3. The journalist faced censorship for reporting on corruption in the government.
    (Türkçesi: Gazeteci, hükümetteki yolsuzluklar hakkında rapor verdiği için sansüre maruz kaldı.)

  4. The television show was censored by the network for its explicit language and violence.
    (Türkçesi: Televizyon programı, açık dil ve şiddet nedeniyle ağ tarafından sansürlendi.)

  5. The company censors employee emails to prevent sensitive information from being leaked.
    (Türkçesi: Şirket, hassas bilgilerin sızmasını önlemek için çalışan e-postalarını sansürler.)

  6. The government censored the artist’s work for its political message.
    (Türkçesi: Hükümet, sanatçının eserini siyasi mesajı nedeniyle sansürledi.)

  7. The play was censored by the church for its controversial portrayal of religious figures.
    (Türkçesi: Kilise, dini figürlerin tartışmalı tasvirleri nedeniyle oyuna sansür uyguladı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.