Soft İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Soft İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

SOFT

Soft, Türkçede “yumuşak” anlamına gelir. Yumuşak bir dokuya veya yapılara sahip olan nesneleri veya maddeleri ifade eder. Soft kelimesi ayrıca birçok alanda kullanılır. Aşağıda, soft kelimesinin farklı bağlamlarda kullanılan örnek cümlelerine yer verilmiştir.

  1. The baby’s skin is very soft. (Bebeklerin cildi çok yumuşaktır.)
  2. She likes to sleep on soft pillows. (O, yumuşak yastıklarda uyumayı sever.)
  3. His voice was soft and soothing. (Sesi yumuşak ve yatıştırıcıydı.)
  4. Soft music playing in the background created a relaxing atmosphere. (Arka planda çalan yumuşak müzik rahatlatıcı bir ortam yarattı.)
  5. The sofa is covered with a soft fabric. (Kanepe yumuşak bir kumaşla kaplanmıştır.)
  6. Soft lighting is more suitable for a romantic dinner. (Yumuşak aydınlatma romantik bir yemek için daha uygundur.)
  7. Soft drinks are not good for your health. (Gazlı içecekler sağlığınız için iyi değildir.)
  8. The soft breeze blew through her hair. (Yumuşak esinti saçlarından geçti.)
  9. Soft colors like pink and lavender are popular for baby clothes. (Pembe ve lavanta gibi yumuşak renkler bebek kıyafetleri için popülerdir.)
  10. The cake was soft and moist. (Kek yumuşak ve nemliydi.)
  11. Soft snowflakes fell silently from the sky. (Yumuşak kar taneleri sessizce gökyüzünden düştü.)
  12. Soft skills like communication and teamwork are essential in the workplace. (İletişim ve takım çalışması gibi yumuşak beceriler iş yerinde hayati önem taşır.)
  13. Soft tennis balls are used for training. (Eğitim için yumuşak tenis topları kullanılır.)
  14. She gave me a soft smile. (Bana yumuşak bir gülümseme verdi.)
  15. Soft cheeses like brie and camembert are best served at room temperature. (Brie ve camembert gibi yumuşak peynirler oda sıcaklığında servis edilir.)
  16. The cat’s fur is soft to the touch. (Kedinin tüyleri dokunulduğunda yumuşaktır.)
  17. Soft toys like teddy bears are popular among children. (Ayıcık gibi yumuşak oyuncaklar çocuklar arasında popülerdir.)
  18. The hotel provides guests with soft and fluffy towels. (Otel misafirlerine yumuşak ve kabarık havlular sağlar.)
  19. Soft whispers could be heard in the quiet room. (Sessiz odada yumuşak fısıltılar duyulabiliyordu.)
  20. Soft spoken people are often perceived as kind and gentle. (Yumuşak konuşan insanlar genellikle nazik ve yumuşak kalpli olarak algılanırlar.)
  1. Soft fabrics like silk and cashmere require special care. (İpek ve kaşmir gibi yumuşak kumaşlar özel bakım gerektirir.)
  2. The artist used soft pastels to create a beautiful landscape. (Sanatçı güzel bir manzara yaratmak için yumuşak pasteller kullandı.)
  3. Soft serve ice cream is a popular summer treat. (Yumuşak dondurma yaz aylarında popüler bir lezzettir.)
  4. She has a soft spot for animals and often volunteers at the shelter. (Hayvanlara karşı yumuşak bir kalbi var ve sığınakta sık sık gönüllü olarak çalışır.)
  5. Soft whispers of love were exchanged between the couple. (Çift arasında sevgi dolu yumuşak fısıltılar paylaşıldı.)
  6. Soft skills are becoming increasingly important in the job market. (Yumuşak beceriler iş piyasasında giderek daha önemli hale geliyor.)
  7. The soft glow of the candle created a cozy atmosphere. (Mumun yumuşak ışığı, sıcak bir atmosfer yarattı.)
  8. Soft contact lenses are more comfortable to wear than hard lenses. (Yumuşak kontak lensler, sert lenslere göre daha rahat bir kullanım sağlar.)
  9. He spoke in a soft voice, trying not to wake the baby. (Bebek uyanmasın diye yumuşak bir sesle konuştu.)
  10. The bread was soft and fluffy, perfect for making sandwiches. (Ekmek yumuşak ve kabarık, sandviç yapmak için ideal.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.