Calumny İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Calumny Nedir?
Calumny, bir kişi ya da kurum hakkında yapılan asılsız iftiralar ya da kötü niyetli söylemlerdir. Bu iftiralar, hedef kişinin ya da kurumun itibarını zedeleyebilir ve haksız yere zarar görmesine sebep olabilir.
Örnek cümleler:
- She was accused of calumny by her colleagues for spreading rumors about her boss. (Patronu hakkında söylentiler yaymakla suçlandığı için meslektaşları tarafından iftira attığı iddia edildi.)
- He was the target of calumny for his political beliefs. (Siyasi inançlarından dolayı iftiraya uğradı.)
- The article was full of calumny against the celebrity. (Makale ünlüye karşı iftira doluydu.)
- The politician was sued for calumny after making false accusations against his opponent. (Siayasetçi rakibi hakkında yalan suçlamalar yaptığı için iftira davası açıldı.)
- It is important to always check the facts before spreading calumny. (İftira yaymadan önce her zaman gerçekleri kontrol etmek önemlidir.)
- The company suffered significant financial losses due to the calumny spread by its competitor. (Rakibi tarafından yayılan iftira nedeniyle şirket ciddi finansal kayıplar yaşadı.)
- The singer was devastated by the calumny spread about her personal life. (Kişisel hayatı hakkında yayılan iftira şarkıcıyı mahvetti.)
- The journalist was accused of calumny after publishing false information about the politician. (Gazeteci, siyasetçi hakkında yanlış bilgi yayınladığı için iftira ile suçlandı.)
- Calumny can have serious legal consequences. (İftira ciddi yasal sonuçları olabilir.)
- The defendant was found guilty of calumny and was ordered to pay damages. (Davalı iftira attığı suçunu kabul ederek tazminat ödemeye mahkum edildi.)
- The actress was the victim of calumny after a false story about her circulated in the media. (Yayılan sahte bir hikaye nedeniyle oyuncu iftiraya uğradı.)
- The teacher was falsely accused of calumny by a student who was unhappy with their grade. (Notundan memnun olmayan öğrenci tarafından iftira ile suçlandı.)
- The author wrote a book about her experience with calumny and the impact it had on her life. (Yayılan iftiranın hayatındaki etkisi hakkında bir kitap yazdı.)
- The politician’s reputation was tarnished by the calumny spread about him during the election campaign. (Seçim kampanyası sırasında kendisi hakkında yayılan iftira siyasetçinin itibarını lekeledi.)
- The athlete was accused of calumny by a competitor who was jealous of their success. (Başarıs
larına kıskanan rakip tarafından iftira ile suçlandı.)
16. The company took legal action against its former employee for spreading calumny about the business. (Şirket eski çalışanı hakkında yaydığı iftira nedeniyle yasal işlem başlattı.)
- Calumny is a form of bullying and should not be tolerated in any setting. (İftira bir tür zorbalıktır ve herhangi bir ortamda hoş görülmemelidir.)
- The victim of calumny felt helpless and powerless against the false accusations. (İftiraya uğrayan mağdur, sahte suçlamalar karşısında çaresiz ve güçsüz hissetti.)
- The politician issued a public apology for his calumny against his opponent. (Siyasetçi rakibi hakkında yaptığı iftira için kamuoyu önünde özür diledi.)
- Calumny can cause irreparable damage to a person’s reputation and should be taken seriously. (İftira bir kişinin itibarına onarılmaz zararlar verebilir ve ciddiye alınmalıdır.)
Hemen Yorum Yaz