Soak İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Soak İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Soak Nedir?

Soak kelimesi Türkçede “ıslatmak” anlamına gelir. Bir nesneyi veya yüzeyi suya veya bir sıvıya batırmak veya daldırmak için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. She soaked her feet in warm water after a long day of work. (Uzun bir iş gününden sonra ayaklarını sıcak suya soktu.)
  2. I need to soak this shirt in bleach to get rid of the stain. (Bu gömleği lekeden kurtulmak için çamaşır suyunda ıslatmam gerekiyor.)
  3. The sponge soaked up all the spilled milk. (Süpürge, dökülen sütün hepsini emdi.)
  4. Let the dishes soak in soapy water before washing them. (Bulaşıkları yıkamadan önce, sabunlu suda ıslatın.)
  5. She soaked the beans overnight before cooking them. (Fasulyeleri pişirmeden önce bir gece ıslattı.)
  6. He loves to soak in a hot tub after a long day at work. (Uzun bir iş gününden sonra sıcak bir küvette ıslanmaktan hoşlanır.)
  7. The rain soaked through our clothes and we were completely drenched. (Yağmur giysilerimizin içinden sızdı ve tamamen ıslak olduk.)
  8. The pasta needs to soak in the sauce for a few minutes before serving. (Makarnanın servis edilmeden önce birkaç dakika sosda ıslatılması gerekiyor.)
  9. I like to soak my oatmeal overnight to make it creamier. (Kahvaltıda daha kremamsı hale getirmek için yulaf ezmemi bir gece boyunca ıslatmayı severim.)
  10. The bread soaked up all the gravy on the plate. (Ekmek tabaktaki tüm sosu emdi.)
  11. The floor is still wet after soaking it with a mop. (Süpürge ile ıslattıktan sonra zemin hala ıslak.)
  12. I forgot to soak the cashews before making the vegan cheese. (Vegan peynir yapmadan önce fındıkları ıslatmayı unuttum.)
  13. He likes to soak his paint brushes in water before cleaning them. (Fırçalarını temizlemeden önce suya batırmaktan hoşlanır.)
  14. The towel was soaked with sweat after his workout. (Antrenmandan sonra havlu terle sırılsıklam oldu.)
  15. The marinade made the chicken juicy after soaking overnight. (Marinasyon tavuğu bir gece ıslattıktan sonra çok sulu yaptı.)
  16. The cake is better when you soak it in rum before serving. (Pastayı servis etmeden önce romda ıslatmak daha iyidir.)
  17. She accidentally soaked her phone in the pool and now it won’t turn on. (Havuza telefonunu yanlışlıkla düşürdü ve şimdi açılmıyor.)
  18. The sponge needs to be soaked in hot

water before using it to clean the dishes. (Sünger, bulaşıkları temizlemek için kullanmadan önce sıcak suya batırılmalıdır.)
19. He loves to soak in the ocean for hours. (Saatlerce denizde ıslanmaktan hoşlanır.)

  1. The fabric was so delicate that I had to soak it by hand instead of using a washing machine. (Kumaş o kadar hassastı ki, çamaşır makinesi yerine elde ıslatmam gerekti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.