İntensive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İntensive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Intensive (Yoğun)

Intensive kelimesi, yoğun, şiddetli veya kapsamlı anlamına gelir. Aşağıda, “intensive” kelimesinin örnek cümlelerini ve Türkçe karşılıklarını bulabilirsiniz:

  1. She underwent intensive training to become a professional athlete. (O, profesyonel bir sporcu olmak için yoğun bir eğitimden geçti.)
  2. The patient was placed in the intensive care unit. (Hasta yoğun bakım ünitesine yerleştirildi.)
  3. The company underwent an intensive restructuring process. (Şirket yoğun bir yapılanma sürecinden geçti.)
  4. The students are taking an intensive language course. (Öğrenciler yoğun bir dil kursuna katılıyorlar.)
  5. The weather forecast calls for an intensive thunderstorm tonight. (Hava tahminine göre bu gece yoğun bir gök gürültülü fırtına bekleniyor.)
  6. The detective conducted an intensive investigation into the murder case. (Dedektif cinayet davasıyla ilgili yoğun bir soruşturma yürüttü.)
  7. The company is offering an intensive internship program for students. (Şirket öğrenciler için yoğun bir staj programı sunuyor.)
  8. The chef prepared an intensive menu for the dinner party. (Şef akşam yemeği partisi için yoğun bir menü hazırladı.)
  9. The team underwent an intensive training camp before the season. (Takım sezon öncesi yoğun bir antrenman kampına katıldı.)
  10. The doctor prescribed an intensive treatment plan for the patient’s illness. (Doktor hastanın hastalığı için yoğun bir tedavi planı önerdi.)
  11. The company hired an intensive marketing team to promote its new product. (Şirket yeni ürününü tanıtmak için yoğun bir pazarlama ekibi tuttu.)
  12. The police conducted an intensive search for the missing child. (Polis kayıp çocuk için yoğun bir arama yaptı.)
  13. The writer underwent an intensive editing process for her book. (Yazar kitabı için yoğun bir düzenleme sürecinden geçti.)
  14. The students are preparing for their final exams with an intensive study schedule. (Öğrenciler, yoğun bir çalışma programıyla final sınavlarına hazırlanıyorlar.)
  15. The athlete underwent an intensive rehabilitation program after her injury. (Sporcu sakatlığı sonrası yoğun bir rehabilitasyon programından geçti.)
  16. The company held an intensive brainstorming session to generate new ideas. (Şirket yeni fikirler üretmek için yoğun bir beyin fırtınası oturumu düzenledi.)
  17. The teacher conducted an intensive review session before the exam. (Öğretmen sınavdan önce yoğun bir tekrar oturumu düzenledi.)
  18. The farmer planted an intensive crop rotation to improve soil fertility. (Çiftçi toprak verimliliğini artırmak için yoğun bir ekim rotasyonu yaptı.)
  19. The construction company is working on an intensive renovation project for

an old building. (İnşaat şirketi eski bir binanın yoğun bir tadilat projesi üzerinde çalışıyor.)
20. The artist underwent an intensive training program to improve her skills. (Sanatçı becerilerini geliştirmek için yoğun bir eğitim programından geçti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.