So What İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

So What İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

So

So, İngilizcede bir bağlaçtır ve bir fikir, düşünce veya olaya neden-sonuç ilişkisi kurmak için kullanılır. Ayrıca, bir sonuç belirtirken veya bir karar verirken de kullanılabilir.

Örnek Cümleler:

1. So, what did you think of the movie?
   (Türkçe: Peki, filmi ne düşündün?)

2. I was late for the meeting, so my boss was angry.
   (Türkçe: Toplantıya geç kaldım, bu yüzden patronum sinirlendi.)

3. She was tired, so she went to bed early.
   (Türkçe: O yorgundu, bu yüzden erken yattı.)

4. He studied hard, so he passed the exam.
   (Türkçe: O sıkı çalıştı, bu yüzden sınavı geçti.)

5. So, what’s the plan for today?
   (Türkçe: Peki, bugün için plan ne?)

6. She was running late, so she took a taxi.
   (Türkçe: O geç kalmaktaydı, bu yüzden taksiye bindi.)

7. He didn’t have enough money, so he couldn’t buy the book.
   (Türkçe: O yeterli miktarda para sahip değildi, bu yüzden kitabı alamadı.)

8. So, what do you want to do now?
   (Türkçe: Peki, şimdi ne yapmak istiyorsun?)

9. She didn’t have a car, so she took the bus.
   (Türkçe: O arabası yoktu, bu yüzden otobüse bindi.)

10. He was hungry, so he ordered a pizza.
    (Türkçe: O açtı, bu yüzden bir pizza sipariş etti.)

11. She was sick, so she stayed home from work.
    (Türkçe: O hasta idi, bu yüzden işten evde kaldı.)

12. He forgot his phone, so he had to go back and get it.
    (Türkçe: O telefonunu unuttu, bu yüzden geri gidip almak zorunda kaldı.)

13. So, what’s the problem?
    (Türkçe: Peki, sorun nedir?)

14. She was busy, so she couldn’t come to the party.
    (Türkçe

: O meşguldü, bu yüzden partiye gelemeyecekti.)

15. He had a lot of work to do, so he stayed late at the office.
    (Türkçe: O yapacak çok işi vardı, bu yüzden ofiste geç kaldı.)

16. She was nervous, so she practiced her speech again.
    (Türkçe: O gergindi, bu yüzden konuşmasını tekrar pratik yaptı.)

17. He was cold, so he put on a sweater.
    (Türkçe: O soğuktu, bu yüzden bir kazak giydi.)

18. So, what’s your opinion on the matter?
    (Türkçe: Peki, konu hakkında senin fikrin ne?)

19. She missed the bus, so she had to walk to work.
    (Türkçe: O otobüsü kaçırdı, bu yüzden işe yürümek zorunda kaldı.)

20. He was thirsty, so he got a glass of water.
    (Türkçe: O susamıştı, bu yüzden bir bardak su aldı.)